reçetelerinde aciz şiirler vardı
kırgın aşkların
ve en bilinen nakaratlar...
henüz sarfedilmemiş cümlelerin
kurulma ihtimaliydi
Yazar görünür yazmaz aklım ama ne zaman susar görünür
O zaman kork dedi bana.
Çok şeyler oldu, bazı yer çekimsiz ortamlar mesela
Bazı hissiz aylar, yüründü.
En geçilmez yaşlar geçildi de
Gözden akmadı yol şeritlerinin beyazı.
bir şehirde boğulmak
belki yarım milyon ışığın içine
belki girdabına
(gündüzleri iş yapamayan hırsızlarca
gözlerine kara çalınan)
gecenin...
bazen ellerinde kayboluyorum,
bazen ellerin eldivensiz bir sonbahardı,
bazen ellerinin kahvesi,ki korkarsın,
ne zaman bir med-cezir olsa,
'ellerin günün gölgesinden çekilmesin' duası.
bu defa en çok kime geldim bilmiyorum.ama sadece senden gitmiştim.geri dönmek kolay olmadı.harflerine bile bakamadığım zamanlar oldu.ne zaman ardıma baksam sen.geri dönmek kolay olmadı.bu defa en çok seni bitirmek için geldim.insanı en çok yoran,kuşkusuz düşmansız savaşlardır.aslında karşında, boylu boyunca düşman, hayatına uzanmıştır. sanırım sorun düşmanının düşmanı olamamaktır. ama sen savaşırsın, kazanmak için, artık ne kaldıysa onda sana dair, geri almak için. hiçkimse düşmanını bu kadar çok düşünmez.ve esiri olmak için kazanmak ister aşkta.seninle öyle çok savaştım ki.yaralarım tamamen benimle ilgili.yarınlarım sen...sen takvimini yaşarken ben öyle çok vazgeçtim ki günlerimden...bu kadarı yeter.
artık düşmanı seçebiliyorum.
öyle kirlendim ki kelimelerimle, yazdığım en iyi cümleler öyle kötü durdu ki üzerinde...
bahar düştü dalından güzün
ve yüzündü hatırlatan hesapsız ayları
hüzündü eylül
armağan sevinçleri sayfalara saran
kıyıları yoktu denizlerin
Artık bir sırada kocamak isteyen
Öğrenciler yok…
İlkokul fişleri en çok
Gidişleri yazıyor kendi satıraralarına
Bir sınıf dolusu sevda düşün
Ve umudunu düşün ayrı ayrı
saniyenin binde birine bölünmen
çaldığın zamanlardaki gibi
ve çalındığı andaki tedirginlik
o hep ardına saklandığımız kapıların.
yine oyunu bozmak istiyorsun.yine ve en erken eve sen çağrılıyorsun.gitme diyorum...hava kararıyor.ellerimde oyundan kalanlar...
Düş’tü elimde kalan son yaprak
Yüzüstü uzandım içimdeki bıçak sırtına
Bunu yıllar önce
Bir bayram sabahı tatmıştım
Bir de fularına sarıldığında
Boynunda kalan yankılarımı…
akrebin yelkovandan kaçması kadar zor
ve bir kardan adamın
çölde nefes almasıyla eş mutlulukların
izdüşümsel toplamıydın
onca yokluk arasında...
Bir şiirini okuyunca karar verdim bütün şiirlerini okumaya.. Zaman zaman misafiriyim sayfanızın sayın Uçar.. başarılarının daimi olmasını dilerim