mermileri uzanır padişaha
çarmıha gerilir devr-i lale
hollandanın durumdan henüz haberi yok ama
hristiyan alemi ayakta
istanbulunamıyor atlasta
gerileme dönemi
Masadaki ağırlığımız artıyor içtikçe
Su, kaldırıyor olanca gücüyle aklımıza yatmayan uykuları uykusundan.
Kağıttan gemiler yapıyoruz
Kağıttan bile olmayan kaleleri korumak için.
görmesini bilmeyen gözlerle
safi bakıyoruz
olmamış bir dünyaya
belki okumayı bile beceremiyoruz
aslında
en sevdiğimiz kitapları...
Çizgisiz romanlarım oldu benim
Resimsiz boya kitapları
Renklerim;
Siyah ve tonları…
Masalsız gecelerim oldu
Ve güneşsiz uyanmalarım
Zordur günahları sarıp sarmalamak
İstemediğin kadar yakınsın çoğu zaman kendine
Her yağmurlu günde
Seni ve eski sevgilileri düşündüren neyse
İçimi ürpertiyor bu gece
Yağmur ilk kez bu kadar ağır yağıyor üzerime
hücrelerimizdeki çeperler
aşktan
korunmak için var
ve boşalmak
ağlanmayan göz yaşları için
yağmakta
iklim sen olur
kırılır rutubeti gözlerimin
içimdeki kuşlar en sıcak yere
yüreğime göç ederler.
bu aşk
bahar yalanı
gün güneş bahane
bir sevmek için
yine sevilmemek ve uykubozan saatler için
bu çiçek bahane
yüreğim delil
Boş bir evin duvarlarına bıraktığım söz sanatları
Çözülemeyen problemlerin yarattığı içsel tedirginlik
Sular seller gibi bildiğin konular bunlar
Kalem dahi oynatamadığın…
Artık kendinin dahi inanmadığın
Hisler hissiyatlar bunlar.
raylarına bozuk para bırakıyor çocukluğumun
yüze kadar sayabiliyor ancak
ve önüm arkam pişmanlık
sağım solum olmamışlık diyor
'bak saklanmayan acıyı sobelerim'
Bir şiirini okuyunca karar verdim bütün şiirlerini okumaya.. Zaman zaman misafiriyim sayfanızın sayın Uçar.. başarılarının daimi olmasını dilerim