paydaya 'sen' yazdım
paya 'ben'
tanımsız oluyor zira
ne eklersen ekle.
rasyonel sayılar pek de rasyonel bakmıyor hayata
“Yol” Türkçe’deki en uzun kelimedir.Eğer ki “aşk”la birleşirse, o üç harf, kilometrelere dönüşür.”Yol” rakımı en yüksek aşk ölçüsüdür zamansız sevmelerdeki.”Aynı yola baş koymak” vardır bir de.Aslında baş değil yürektir konulan, bir fikir, bir sevgi güzergahı üzerine.”Ayrılık” Türkçe’deki en “fark”lı kelimedir. Farklar çoğaldıkça, yollar uzadıkça gerçekleşen kinetik bir eylemdir. Yamandır. “Acı” ise en yanık kelimedir dilimizdeki. Çoğu yitik aşkı insan bedeninde ifade etmenin en kolay yolu bu kelimedir. En belirgin özelliği nefes alışverişi sırasında bünyede meydana gelen yanmalardır.
Barındırdığı hidrojen ve oksijen karışımına rağmen, “su” dilimizdeki en katıksız kelimedir.”Dil” ise en güçlüsüdür kelimelerin.Her şeye yön verme yetisine sahiptir.Rezillik, vezirlik sonuçları yalnızca öngörülebilir olanlardır. “Düş” hayatımızdaki bize hem en yakın, hem en uzak kelimedir. Yakındır çünkü içimizdedir, aklımızdadır. Uzaktır çünkü ütopik özellikler barındırır.”Ay” en güzel aynadır evrendeki.”Ayna”ysa gizli öznesidir yaşamların.
“Renk” en kalabalığıdır sözcüklerin.”Deniz”se en mavi olanıdır.”Savaş” en siyah kelimedir. ”Tabiat” en yeşilidir.Ve “beyaz”; bir çocuğun gülümsemesidir, bir kuşun kanadına sürmenizdir ellerinizi. “Kırmızı” ise en çocuk kelimedir kuşkusuz.
“Toprak” başlangıç hükmümüzdür.(Darwin’i saygıyla anıyorum) . Ve bitiştir aynı zamanda.Bir gün mutlaka terk edileceğiz kireçli ya da kireçsiz, killi ya da humuslu -ki aslında bunun pek de bir önemi yok çürümemizi hızlandırmaktan başka- topraklar altına.
“Rüya” en bilinçaltı kelimedir.Güzel teşbihlerin tamlayanı olsa da her rüya güzel olmayabilir ki biz onlara “kabus” diyoruz.
Bir takım elbise ciddiyeti en saklambaç zamanlarda
Bir meze gerekliliği en içkili anlarında ömrün
Kalana yitene gelene gidene
Biten oldum en bahar aylarında
Yiten sevdanın kalanı
Gideni olanın geleni
kanadına sür
taze uyanışlarımı...
rüzgarda saçlarını okşamaktı
en mavi yalanı
sevişmek için...
ilkel ruhlarımızla
sen uyurdun
ben masumiyetini yazardım
susuz rakılar gibi
susuz yazlar gibi
susuz yazılar
kurak nevresimler üzerine temmuz ortası.
'sen' ya da 'siz'
hangi aruz daha küstahça
ama birleştir
bu ayrılığa bir ad lazımsa...
Uçuşan topraklara
yerle yeksan bulutlar
ve kalbi 'kırık bir aynanın uğursuzluğu'
yedi vakte kadar...
dahası yoktur olmayan'a,
sarmaşık bir günahın
kelebek etkisi
nefesin
vucüdumda tufan.
bu sular seller dediğin
...............................................................mustafa ahmed'e...(dört yapraklı yonca)
imleci tümleç bu cümle
gözleri delgeç biçare
solumda soluklan bazı
aşk bir dik üçgendir.aynı zamanda ikizkenar mıdır bilinmez.ama aşk diktir.üzerine bir de üçgendir.
aşk üç kişiliktir.hipotenüs kesişim kişisidir.ve diğer iki kişinin kareleri toplamı,kesişim kişisinin karesine eşittir.
5,12,13 aşkı umutsuz bir vakadır.
bu üçgende 5 dışlanmıştır.klasik platonik bir aşkın aktif sujesine biz '5' diyoruz.12 ve 13 birliktedir ve mutludur.hatta 5'in o bitmez tükenmez aşkının farkında değillerdir.
Bir şiirini okuyunca karar verdim bütün şiirlerini okumaya.. Zaman zaman misafiriyim sayfanızın sayın Uçar.. başarılarının daimi olmasını dilerim