Küçük İskender Şiirleri - Şair Küçük İsk ...

Çıkıntıları dolaşıyor
serin dokunuşlardaki
keskin ibadet

Bir şahinin tavsiyesi üzerine
dönüp arkasını

1. gece gelen gece

yetmiyor münzevi kelimelerin kuytularına
pıhtılaşan çöl: yakıp yıkmak için bir kente
gittiğim günden beri biraz felç istemiştim
yeryüzünden, ve biraz öğütülmüştüm terle - -

Ters serilmiş bir halının deseni olmasın sakın bütün tarih
tanrının yarıcanlı kalmış tahtından, lunaparktaki
komünist tuvalete doğru uzanan

Bir yaralı sarrafım orada kendine değer biçemeyen
kentin altında sade gazoz-beyaz leblebi var

Uyku sıçratıyor boğucu yaz
sızarken ağustosa
sırtında kuyruklu piyanolarla

Sahildeki küçük ağacın dallarında
şarkı söyleyen sarhoş ve ölü balıklar

Tahtına çık kalbim!
Orada sen mutlusun!

Köpürmüş ağzıyla gece
Çatallanmış körpe sesiyle gece
indi inecek

Kaskatı dişilik organıyla dayanmış
kentin bütün girişlerine
küstah, yarısı yanık orospu

Terkedilmiş adli tıp binası göz
lerinde tedbiri elden bırakmayan

gel süs! çılgınlığımı gecele

son fırsatım ben! beni benimle büyüle!

kendimden çıkan yılan! sok beni büyüyle!

pusudadır
içine şarapnel düşmüş menekşenin
diz çökerek altından geçtiği kında
yalanlarını kurutarak büyüyen uyku.

pusudadır

Şiddetin tortusu kurcalarken ispatlanmış gövdeyi
annesi ölmüş bir ırmak gibi aktım içine klarnetin;

Elleri çingene bir kız sevdim ondokuzumda
sonu dağlarda biten karanlık yolları sevdim
sunakları sevdim uzandığım

yanılmışım, ikinci bir tabiatmış seni ısıtan,
cinsaçı gibi kuşatarak vücudunun en mutena yer-
lerini, sana bakmak olmazmış, o heykellerin götü-
rüldüğü ılık havzada sana dudaklarımı vermişmiş
simsiyah şahmeran, (oluşmuş bir dönenceyim senin
yanardağında, dönemem, dönersem kazığa bağlarlar