Canımı yakıyor ağacın gölgesi,
çıkarıp suya atıyorum en eski hücremi ve
acımın eseri teni.
Ağaç, çok gülüyor gecenin çıplak ayaklarına,
sarhoşuz hepimiz tavşan dudaklardan ruhlarımıza kadar
kayalık, kaygan bir zemin üzerine teslim edilmiş zoraki
kutuların tozlu dillerinde herbir ağızdan lanetlenen
mağaraların mihraklarındaki çıplak, abdal adamların
kinayelerini sevmez insana muhtaç gökcisimciklerinde
mahşeri azgın bir karı gibi koynuna almış tabiatların
kılıksız çelişkilerinde apansız beliren ruhsatsız endişe;
Tozlar yazar
kirli bir gömlek yakası
gibi duran suratsız yalnızlığımızı
İrkilir, kuşkulu gözlerle
sevişen suyılanıyla atkestanesine bakarız;
bir tür sana yatkın canlı
gibi ilerledim adım adım
buzdolabındaki son tene
alkolün gerdiği ipteki cambaz
düşerken su ile yaralanır ve
ters yönden geliyor elinde palaska ve deri pantolonun
altında iphis'ten üzülme bir istridye ah
nohut tuvallerdeki az filiz yukardaki
pırlanta patlatan bahçeyi dipteki ölü ser
aya sürükler - kalçalar garajda trompet ça
lacak) adam gelip dokunup nefesini alıp g
Pet Shop Boys'a...
Yüzüm antik bir kabartma gibi kaleye gitti
ısıtılmış böceklerle birleşme anında,
prensip olarak yalnız bir aşkla.
Kuru dudaklarla yaklaştı ince bir ruh halinin yayıldığı
- Kaybolduk, dedi, yere yıkıldı kadifevazogözler-
ne kadar da uslu sırtında taşıdığı yaralı karanfil
Uzatıp döktüm iksiri kusur dudaklarına
dayayıp dinledim kalbinin üstünde kulağımı
Blleksiz bir tanrıdan korkuyorum yavrum
onun için
sana elveda deyişim
İçime saklanmana gerek yok!
ne kadar kaçarsan kaç evrenden
Harfler veriyorum gecemin vitrinine
isimsiz kalacak
bu kere, hançerlenmiş körebe
Ulaştığım muazzam zerre titrek bakıyor
üşüyor, daha çook üşüyecek
-I-
morali bozuk ünlemde gizlidir
ilk atlası (kiralık ölüm)
serüvenin; alkol majesteyken.
"sen şiirine yakışan bir hayatın emanetçisi, bekçisi ve tek sahibisin. kendi yazdığın kaderi taşıyan alnından hasretle öperim." hep çok sevildin iskender, iyi uykular.
Yıllar öncesinden, "İzmir Şiir Günleri"nden kalma bir aşinalıktan
ve okurluktan hareketle;
( Türkiye' den de bir Adonis' in çıkma vakti gelmiş olabilir..)
20/07/2011- demiştim,
Yerli Adonis misyonunu adfederken, "Türk Şiirinin Haylaz
Şairi"nin "Yoruldum geriye doğru saymak ...
..Affedilen vazgeçilendir.. O, affedildi.. Çünkü ondan vazgeçildi !..