Bir masaya kaç kapıdan girilir meridyeni incitmeden
talaz talaz alkolün haydut kaldığı portreler
gibi biraz üşümüş biraz yorgun biraz vakti dar
Beyoğlu, insana mezar toprağı olur çöker
urlarımızla çiçeklenir hayatlarımıza dair masallar
junkie can'a
Kelimelerden kurtulur ölen
mesafeler kendi tasarrufunca kısalır
çünkü can, biz gittiğimiz yerin hayvanıyız
Melek hastalığı: bir dokunun titiz Aranışı
müfettiş bir cin gibi bakarak tutunur gözü
akla sonradan gelecek olan sırtını duvara
vermiş gülüş, dişler arasında sıkıntılı dol
aşan tırnak, üstünde Manhattan ve beni sev
en tilki, cevaplamayacağım mektuplarım ve
Ordan seyredeceğine, hayatıma gir
dedi özel şova ait bir şiir
kasabalı, pembe yanaklı bir filme
Yüzlerce fil-karınca hikayesine
konu olmuş senin çocukluğunu sırtlayan eşcinsellerimiz
Sık sık açılıp kapanan bir kalp müzayedesinde
yarısı tutuşmuş bir ışığın ma'kus suretinde durur
terkedilmiş aşıklar
Uyandırmayın onları sözdeki derin uykularından
bölmeyin 'gözlerdir bir sevdanın çatalı'
Bir doktor nasıl dinlerse
hastasının göğsünü, işte öyle dayalı
kulaklarım gökyüzüne
Çünkü farkındayım
ölüm büyük bir hırıltıyla başlayıp
Ayak bileğindeki halhal
kutsal bir kitap gibi parlarken
derin vücuduna
Çözümsüz bir öç duygusu
ile dolaşıyor kötü melekler
tutuştu yüzümün en serseri hücresi:
Gözbebeğimin ortasındaki dev mozaik hücre
yoksa katlanılabilir mi sanki bu ömre
-ki
batırılıp çıkarılmış batırılıp çıkarılmış
zehirden zehre...
Taklide gerek kalmadı, örgüt çökerten bir
ihanet gibi kımıldıyor toprağa saplı duran
yıldırım.Gözlerin ajan provokatör birkaç
damla yaşla yeni sulanmış bahçeler gibi
kımıldıyor yıldırıma saplı.Bu aşk hesaplı.
Bu intihar hesaplı.Bu böcek hesaplı.
İncecik bir çirkinliğe dönüşüyor bazı gözlerim
ikinci el kentin bütün mühürlü denizfenerlerine
intihar mektuplarını bırakmışım eski bir aktörün
Siyah duvarlara çarpa çarpa öldürdüğüm horoz
şimdi kendinden başkasını uyandırmaz
"sen şiirine yakışan bir hayatın emanetçisi, bekçisi ve tek sahibisin. kendi yazdığın kaderi taşıyan alnından hasretle öperim." hep çok sevildin iskender, iyi uykular.
Yıllar öncesinden, "İzmir Şiir Günleri"nden kalma bir aşinalıktan
ve okurluktan hareketle;
( Türkiye' den de bir Adonis' in çıkma vakti gelmiş olabilir..)
20/07/2011- demiştim,
Yerli Adonis misyonunu adfederken, "Türk Şiirinin Haylaz
Şairi"nin "Yoruldum geriye doğru saymak ...
..Affedilen vazgeçilendir.. O, affedildi.. Çünkü ondan vazgeçildi !..