Hava uğulduyor babası ölmüş sarı kuşun
gagasında eflatun bir ummanla uçarken
bilinçaltını delip çıkmış gümüş kurşun
Kalple kapatmak gerek yarayı
yoksa yaraya yayılır uzun uzun
Karanlık koridorda
çelik bıçaklar üstünde yürüyor
tahta tanrı
Sevgilinin paslı ağzında
opal gözlü sümüklüböcek
Kelime kapandı! Koptu sonbaharın kellesi!
Tam kana dokunacakken, içimde acı bir fren sesi!
Kıl döndü
Zürafaya karıştı gözlerimiz
regl görür mü masumiyet..
görür. helak olmuş ıstıraptır o. görürler.
regl görür mü sükunet..
görür. tasvirin yakayı ele vermesidir o. görürler.
bilmeden, sormadan, ağlamadan
neredeyse eğiliyordum dumanla;
kasatura ve vals
cinnet ve raks
doğrulacaktı iyi iki ayağı üzerinde gömülü
durduğum yorgun buharlardan;
Yorucu böceklerin yaşlanışlarında
gizli durur mu acaba
bir sineğin gidip gelip cama çarpışı
Ve aslında insandan sonra hayat var mı
diye sorar mı bir çocuk
Görevinin bilincinde suçum
tatlıya bağlanmayacak asla
fenalığımın görüntüsü
Uzanıp bakıyorum da çatılardaki
gangster kedilerin aşk hayatlarına
hayalet haydar’a
İğne deliğinden geçen hayalle dikilir
sabaha karşı sökülen
su kuşları: ‘Eskiden Terzi’
Uyuyor suyun üzerindeki jelatin çocuk
başı yosunlara gömülü
çıplak bedeni akşam sefası
Gördüğü rüya kim bilir kaçıncı kopya
çıktığı yolculuk eski bir romandan alıntı
Uykuya doğru diz çökmüş cam kesiği bir
korkunç hayalin peşisıra
öpücüklere boğulmuş ayrılık lisanı
İşsiz dudaklarda hiç tereddüt etmeyen kelimeler
bir türlü sadede gelemeyen aşklara
"sen şiirine yakışan bir hayatın emanetçisi, bekçisi ve tek sahibisin. kendi yazdığın kaderi taşıyan alnından hasretle öperim." hep çok sevildin iskender, iyi uykular.
Yıllar öncesinden, "İzmir Şiir Günleri"nden kalma bir aşinalıktan
ve okurluktan hareketle;
( Türkiye' den de bir Adonis' in çıkma vakti gelmiş olabilir..)
20/07/2011- demiştim,
Yerli Adonis misyonunu adfederken, "Türk Şiirinin Haylaz
Şairi"nin "Yoruldum geriye doğru saymak ...
..Affedilen vazgeçilendir.. O, affedildi.. Çünkü ondan vazgeçildi !..