Kesirli urların aksettiği su burunları
anlatırlardı vazgeçilemeyen esrar:
kutupları
Zıvana gibi bir aysbergin göğsünde
delikanlı tarihlerden kalma
'Yorulur dudaklarımda, yudumladığım su'
kalbe gelen yabancı
soyunur kimyasal kudretinden
Teftişe çıkar vücudum en kırılmaz yüzüyle
yenilenir hayat ait ne kadar masumiyet varsa,
Dallarımızdan şua salkımları sarkıyor durmadan;
yeis, bir aşk meyvesi!
jiletle kestiği bileklerini emiyor ölürken vampir!
Midyesinden uzak bakır bir inci gibi güneş
malikânenin camlarını tırmalıyor sabah şeytanları
Bir taş devri var bu gece gökyüzünde
ne dinzorlar ne de atalarımızın vahşeti
bir ton açmıyor felaketi
Kendine bile küskün bir yalnızlıkla yaklaşıyoruz
yaralı yenik askerlerle suskun
Görmeyi çok istediğim bir filmin başlaması gibi sinemada
herşeye yeniden başlayan bir peygamber uyuyordu yatağımda!
basları yüksek bir geceydi
tizleri yüksek bir geceydi
müziğin sonlarına doğru çiziliyordu gözkapaklarının altındaki CD
Benim suçum yok!
Bir çocuktan bir çocuğa geçen
su çiçeği gibi bulaştın bana!
Kalbimi kucağıma aldım,
kalbim, kapanmayan bir ahşap çekmece sanki
yüksek kirlenmelerin özet tanrıları
iniş hızını arttırarak aşklarda,
uzaklaştırılmış kent ışıkları içinde
kendi ifadeleri üzerine uzanarak
rüya sondajlarının son huzursuz uleması
geciktirmişlerdir kimi yolların karanlığını;
büyük ağrı kaplayacak rıhtımını; kaç kalibre
bilmiyorum ruhum
at geliyor kişniyor
büyük ağrı kaplıyor
ve deniz üstüne birşeyler giyip gidiyor
ve deniz üstüne birşeyler
Dikkatimden kaçmış aşk,
nüfus cüzdanımda
küçük bir ayna parçası yapışık vesikalık fotoğraf yerine
Çocuk omuzlarında kayısı oyunları korosu ve
o on yedi yaşına sığdırmaya çalıştığın masum erkek
kanı dönmüş işte. maymun ne yapsın.
denizciyse.. çiçekleri bilmez o. beyaz
bir satırla geldiğinde, çocukların gözü
önünde
sürdürdüğü ıslaklık, hatta suç..
okşanır. uzak. renksiz meyvaları var.
"sen şiirine yakışan bir hayatın emanetçisi, bekçisi ve tek sahibisin. kendi yazdığın kaderi taşıyan alnından hasretle öperim." hep çok sevildin iskender, iyi uykular.
Yıllar öncesinden, "İzmir Şiir Günleri"nden kalma bir aşinalıktan
ve okurluktan hareketle;
( Türkiye' den de bir Adonis' in çıkma vakti gelmiş olabilir..)
20/07/2011- demiştim,
Yerli Adonis misyonunu adfederken, "Türk Şiirinin Haylaz
Şairi"nin "Yoruldum geriye doğru saymak ...
..Affedilen vazgeçilendir.. O, affedildi.. Çünkü ondan vazgeçildi !..