Kanunun telleri arasında geziniyorum
Başıboş,yalınayak
Bir de başımda yelleri esen kavak
Alacakaranlıkta siluet İstanbul
Geçmişten çığlık gibidir,kanunun sesi
Sanki İstanbul'un nefesi.
Bıçağın sırtında doğdu
Güneş
Kızıla boyadı
Korkarak
Dansetti,gün boyu
Soğuk çelikte
Şimdi, seninle sahilde olmak vardı
Kayaların üzerinde.
Ayaklarımız çıplak, suda
Sıcaklıklar gözlerimizde
Sen, ben, gökyüzü,deniz
Birbirimize hikayeler anlatsaydık
Kartalın kanadına ak düştü
Ceylanlar görünce, gülüştü
İşve yaptılar,naz yaptılar Kartal’a
Uçamaz eskisi gibi nasıl olsa
Kanatlarını havalandırdı şöyle bir
Eski toprak kim ne diyebilir
Önce beyazı giydi
Sonra siyah'ı
Ayakuçlarından beline kadar
Ürperti sarıldı
Siyah inatçıydı
Beyaz görünüyordu yinede
Avuçlarından akıveriyor hava gibi
Ne kadar da sıksan yumruklarını
Bir bardak su sanki
Bakıveriyorsun,oynuyorsun uzatmaları
Film şeridi takılıveriyor gözlerine
Oturup hep onu seyrediyorsun
Bir nur gibi düştün gönlüme
Alevler yayıldı bir anda içime
Sarmaşık gibi sarıp sarmaladı sevgin
Ne güzel,düşünüyor seni hep sevdiğin
Heyecanlandırıyor,güzel sözlerinin her kelimesi
Olurmusun sen kubilay 'ın kerimesi
Gaziantepten,Urfaya doğru yola çıkarsın
Fıstık bahçeleri uğurlar seni
Sıra,sıra yol boyu
Sallanırlar tekrar gel der gibi
Sonra birden Suriyeye gelmiş gibi olursun
Kamyoncu dinlenme tesisleri
Pera'da rastladım yine size
Yakamozlar saçarak yürüyordunuz:
Sonra;
Bir su gibi Markiz'e aktınız.
Ne kadar da berraktınız.
'Bir parfe, bir su' dediniz
Dalga,dalga sevgi yayılır içimde
Sevgin çığlık,çığlık yaşar sesimde
Dağları geçer sevgim
Sınır tanımaz,bitmez tükenmez
Beni sevmeye yüreğin yetmez
Her yağmur damlasında aşkım yazar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!