Bir şehir var içimde,
suskunluğu pas tutmuş kaldırımlarında,
gölgeler birbirine çarpa çarpa büyüyor.
Her köşe başında
unutulmuş bir çığlık asılı kalıyor
ve ben
bir mendil gibi savruluyorum rüzgârın avuçlarında.
Bazen bir ağacın gövdesine yaslanıyorum,
kökleriyle bana öğüt veriyor:
"Toprakla konuş,
çünkü gökyüzü bazen
fazla gürültülüdür."
Ben,
ne tam bir yolcuyum
ne de bir menzile varmış.
Arada bir yerde,
aynaların buğusunda kaybolan
bir yüzüm sadece.
Gözlerimde,
suda kırılan bir ay ışığı var;
elimde,
yüzyıllar öncesinden kalan
unutulmuş bir dua.
Ey hayat,
hangi kitapta bulurum seni?
Hangi sayfada kanar içim?
Hangi satırda kapanır yaralarım?
Biliyorum,
cevaplarını saklıyorsun rüzgârın eteklerinde;
ama ben
her defasında
bir yaprağın hışırtısında
yine sana dokunuyorum.
Ve belki de
bütün şiirlerim,
bütün yaralarım,
sadece seni bulmanın
uzun bir yolu.
Bir gün,
belki Seine nehri kıyısında
ya da Kaz Dağları’nın serin göğsünde,
kendimi bulurum.
Bir beyaz kuş
omzuma konar,
ışığın diliyle fısıldar:
“Artık susma,
çünkü şiir
senin kaderindir.”..
Hasan Belek
Hasan Belek 2Kayıt Tarihi : 20.9.2025 14:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)