............................................birbirini vuruyordu şehirler
akşama salıyordu ikindiler kendini
köşe kapmaca oyunuyorduk meydanda
mutlaka soluma düşüyordu gözlerin
ve ihtimal yırtıktı kederin
bin yama deriyordum göğsümden
kendiliğinden geliyor bahar
toprağa dur diyemiyorsun işte
vakitsiz çiçeğe durmuş meyve
ben sana duruyorum gittiğin yerden
yüzüm gölgene bakıyor öyle kırılgan
gözlerim sen varsan gözüm
bugün olmasa bile yarın nasılsa gidecektin
alışmadan gözlerinin rengine
ve gülüşüne kirpiklerinin
sıcaklığını bilmeden henüz ellerinin
dayamadan sırtımı sırtına
duymadan henüz kokunu
Rüya mı ey sevgili,serap mıdır gördüğüm,
Vuslattansa bu haşyet; hakikattir öldüğüm..!
.....
kırık bir şemsiyeye
içi boş bir çantaya bağışla
çoğu kez ellerinin sıcaklığını...
ama lütfen
ya da yalvarırım
Çocuktuk,
Gülümser mevsimler geçerdi gözlerimizden
Geleceğe meyilliydi dilimizdeki tüm fiiller
Annemizi çokça severdik,çok ağladığı için belki
Ya da pek tanıyamadığımızdan babamızı
bak mina,
susuyorsam deryayı barındıran gözlerinde
kirpiğime takılan tuzun hatırınadır
aldırma,
baldırı çıplak tanrıların cehennem kovuşturmaları
muammalı bir saladır...!
maral'ıma,
ağrılı bir emr-i ah titrer gözlerimde
eğerim başımı,susarım öyle
ocağımı yakmak isterler ki
ben güz soğuğunda küle kesmiş bir gülüm
Kandım gözlerinin nazlı demine
İmrendim melalin helal nemine
Temmuz sıcağında düştün gönlüme
Eylülmüşsün gibi es demedim mi?
Bir katre şarap ile yok olacaksa imân
Kıskanın ki kadehi odur asıl müslüman..!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!