Derlerki zaman en büyük acıları siler,
Kapanır derinden kanayan yara,
İnanan inansın ben inanamam.
Dayan yüreğim dayan,
Aslolan sensin zamana inat,
Her parçamı toparlayıp,
Kaderini ara ey gelin!
Soyunduğun dilsiz,
Yüzü yok gün batımına,
Kara çarşaflar gerek girme!
Soluk soluğa esaretin cilvesi var karşında.
Sakın ha!
Yağmurda duyuyorum,
Ayak tıkırtılarını,
Ey çocuk.
Mnik minik koşuyorsun,
Üzerin batmış belli,
Gerçi umurundamı varsa umudun,
Sana gitme demeyeceğim,
Yalnız ılık bir eylül akşamında git.
Soğuk olmasın mevsim,
Kızılayda,simitçi kafede,
Sıcak bir çay içelim.
Bir banka oturup ardından,
Bugün hava kapalı,kaybolmuş maviliği,
Dokunsam ağlayacakmış gibi,
Dolmuş bulutlar.
Anladım yüreğinde derin bir hüzün,
Bu nedenle gökyüzü bile öfkeli.
Korkuyorum başımı kaldırıp sana bakmaya,
Olmayan bir adamı sevmiş!
Olmayan bir aşkı yaşamış!
Olmayan bir tarlaya,
Olmayan bir tohum ekmiş!
Üstelik emek vermiş,
Asla alamayacağım ürünün hayaliyle,
Geçip gittiğim şehirlerde,
Hayatımı serperek uzaklaşırken,
Sessiz sokakların cılız lambaları altında,
Yitik hayallerin gölgelerini görürdüm.
İşte o vakit öğrendim ben,
Şehre kısık bakmayı.
Gurbet soğuk olur gün batımında.
Yabancı yüzler yabancı sokaklar.
Rüzgar bile başka dilden konuşur.
Bildik bir sesten bildik bir merhabadır;
Bedeni ayakta tutan.
Birgün kavuşa bilmektir sevgiliye.
Tuhaf bir kadın gördüm akşam üzeri,
Hava soğukmu soğuk ayazmı ayaz,
Oturmuş kaldırıma tir tir titriyor.
Paçavralar içersinde hayli ürkek hayli narin bir ka
Günlerden pazar,
Herzamanki gibi,rutin,
Bir mesaj aldım,
Gece yarısı,
Doğum günümü kütluyordu.
Belki onu tanıyordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!