Bir yılda bile dört mevsim var,
Benim anlayamadığım bende neden hep SONBAHAR...
Cevabını bilmedigim soruların yükü agırlaşıyor üstümde...
Yollarım hep çıkmaz sokaklara çıkıyor ve geri dönmelerim ağırlığı artıyor ayaklarımda.
Ayak İzlerinde sürüklenen yaprak misali hayaline çarpıp kendine geri dönen bir alın yazgısına darılmak gibi.
Parçalanıp sensizliğe dağılıyorum, boşluğuna düşüyorum ve sende Son buluyorum...
En güzel çiçekler mezardan,
En güzel sözler kırık bırakılmış kalplerden sızar...
Akıl kar etmez suskularıma benim.
Cümle dört duvarlarıma,
Mıh gibi çakılmış...
Anıların...
Yüreğimizde tutsak ettiğimiz sevdayı şiirlerle kayıplar verdik,
Ve mazi dedik adına yaşanası o güzel günlere...
Herkes birine sığınıyor bu zamanda,
Ben uykuya, uyku hayallere,
Hayaller umuda,
Ben sana, Sen ona. öyle işte...
Beni varlığın kadar ısıtacak bir sıcaklık inmedi henüz yeryüzüne...
Yıkık bir, şehrin kalıntıları kadar zavallı, bir şarapçının şişesindeki son yudum gibi acizim,
Ağır ağır saydamlaştı hayali,
Aklım, gözlerim, kalbim yarı yorgun.
Üşeniyorum artık uykuya dalıp sen görmekten, Üşüyorum artık sen sevmekten..!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!