Gül ki kırmızıdır, şaraptır, nârdır
Baht bana değil bugün sana yârdır
İstedim vuslatına nâil olayım amma
Harîm-i pâkin bugün bana artık dârdır
Irâğ imiş bana lâlin melâlin
Ağyarın elinde şimdi piyâle lâlin
Dil-i mecrûhuma çok vurdun amma
Çeşmim pür-hûn olsa da dolmaz va’din
Nilüferler ağlayınca sularda sabâh olur
Şeb-i yeldâ bâkî değil elbet felâh olur
Dostlar birer birer ayrılır bugün amma
Hükm günü ba‘del-mevt salâh olur
Cihân içre cihândır bu gönül bil
Ziyân içre ziyandır bu gönül bil
Âyînende âyân olsa da uşşâk
Nihân içre nihândır bu gönül bil
Bahtımın al kanı düştü pervâneye
Zâlimin mor şalı düştü peymâneye
Ben meyil vermezdim o yâre amma
Kâfir pek yaman düştü meyhâneye
Gidiyorum diyememenin acısıyla
gidiyorum
bir gurbetten diğerine
loş odaları aydınlatırdın
içimdeyken şavkınla
şimdi ızdırap oldun
Vücûd ikliminin şahı sultanı
Muhammed’dir adı güzel efendim
İbrahim soyunun en son kurbanı
Hem Ahmed’dir soyu güzel efendim
Bütün güzellikler sende kemalde
Hangi zamanın sürgünüyüm bilmem
Ziyan edilmiş sevgiler atlasında
Dağıldım uzayan yılların eteklerinde
Sızlayan yanlarımla
Ne ben unutuldum bu yangın yerinde
Ne de kazdığın mezar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!