İçimin ışıklarını söndürdüm birer birer
şavkınla aydınlat beni ‘nerdesin’ desem
sükûttan başka
cevabın var mı verecek
ömrümün körpe çiçeklerini
sen gelmeyince
Eksildim her aşkta
Hepsinde bir yanım kaldı
Hüzünlü ve ürkek
Oysa çoğalmakta yaşananlar…
Rıhtımda ıslak ıslak tüllenen rüya
Martılarla uyuyan uyanan şehir
İmbatlar kucağında büyüyen hülya
Her akşam ışıklarla yıkanan nehir
Işıktan saçların körfeze akar
Kûy-i yârin nesimi şifay-ı cândır
Döktüğüm sirişk inci mercândır
Reh-i aşkta birdir rahmet ü zahmet
Humây-ı sevda için sözü peykândır
Aşkın bıçak sırtı koylarında
çekildim dâra
ne ben senin olurum
bu divanda
ne de sen bana yâr
istiridye kıvamında
İhtiyar bir eylül süpürsün yorgun saçlarını
Avuçlarım bak çırılçıplak sonbahar
Aşırsın sensiz zamanları rüzgâr tenimden
Yıllar hiçliğe çekilmiş birer kehribar
Adı 'ah le yar'
Yetmişlerin gündönümünde
karalara basmışım
hoyratça at sürmüşüm
yıllar üstüne
saf kan/atlar çırpınırken yitik düşlerde
küllerinden doğamamanın yangını harlanır...
Anladım ki beyhude boşa yanmışım
Şem’i şemse misal olur sanmışım
Güzerân-ı ömrün şu genç çağında
Şol ummanı bırakıp nehre dalmışım
Unutmak isterken yine anmışım
Beyhude ağlayıp boşa yanmışım…
Yandım hasretinle aşkın nârına
Sana yanan başka hârı neylesin
Çekseler divanda aşkın dârına
Seni seven dü cihanı neylesin
Meftunum sultanım mâh cemaline
Bağınızda açan bir çiçeğim ben.
Belki hiç tanımadığınız.
Bir kelebek kanadındaki diken incitti beni,
Bir de “onlar” diyenler.
Öylesine sevdim ki herkesi
Adını bile sormadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!