Kalbin üstünde titreyen hüzün
ne yana baksam yalnızlığın doğuyor.
Bunca sınanmışlığın kanattığı bu kalbin
hangi kuytusuna saklanır yüzün.
Balkonlar azaltmıyor yalnızlığımı
ne desem yoksun…
Bir yanım Kaf Dağında
Şıngır mıngır şehzade
Kederlerden azade
Bir yanım da Lut Gölü
Faili meçhul bir ölü
Ateşler içinde
Bir vuslat oldu gözlerin
Bir uçan buğu
Havzı dolduran aşkın
İçinde yüzen kuğu
Efsunkâr gözlerin örer
Ruhumdaki boşluğu
dört duvarla örülmüş hayat
odalar odalar holler
ah, derler ki ne rahat
balkonlar, teraslar, tüller
gül yetişmez evlerden
kuş sesleri uzak
Bir defne yaprağını ezme telaşıyla
kokulu toynaklar.
Karanfil tadında nefeslere
tutkun sevdalar.
Nergis bakışlardan
nilüfer saflığında süzülmekte buğu.
Vardın da ağyâr ilinde ârâm eyledin
Vurdun da zahm-ı sîneme pür-hûn eyledin
Âteş-i sûzân mısın şuâ-yı âfitâb mı
Bu şeb-i yeldâda nevmi harâm eyledin
Gelmişim ol dehre kim ezâsı çok
Sevmişim ol yâri kim cefâsı çok
Girmez olaydım harîm-i pâkine
Görmüşüm ağyârı kim sefâsı çok
Uçuşan erguvan hüznü gibi gönlüm
Yanarken telli duvaklı akşamlarda
Aradığım sevgili bunca yakın
Onca uzakken
Arzular cennet kapısında tuzakken
Girdin kanıma
Tahir’dim galiba öyle bildim
yoksa Zühre miydin söyle
zeytin gölgelerinden ışıdı
gövdeme
gölgeme
kalbime
Ey sükunetin göklerine
otağ kurmuş Zümrüdüanka
yalnızlığın burada
sen neredesin?
Katlanılır yalnızlıklar getirdin bana
hüzne sürgün ömürler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!