Uykum kaçırıyor öpüşlerinde
Dudaklarının aralığında soluksuz kalıyorum.
Yaşam pembe bir elbiseden ibaret
Senin bedeninde.
Sabah ışıldadı.
Artık tozpembe bakılmıyor dünyaya.
Düşünsel aksiyon berduşu aklımı almazdan önce,
iffetli bir sahilde itikatı çürüyen teknelerim vardı;
endişelenmeye yatkın bir gidişat oyalanıyordu belleğimde...
bana bakma, benim yarim var, dedimse de,
evreşe yollarında gide gele kandırdı beni...
Büyüleyici komplimanların düzenbazıydı,
Umutsuzluğun şiirini yazıyorum, yoksun diye…
Sıkışık zamanların duvar takviminde beklentim, sonsuzluk
Bir kadın resmi iğreti, yapıştırılıvermiş; Kimdir? Ünlü biri mi?
hiçbir şey değilse bile, milenyumun takvim güzeli! Aşar beni böylesi…
İçimi eritiyor. Bir of çekiyorum, karşıki dağlar inliyor…
Züğürt ağanın babası, “ben garı istirem,” diyor…
güneşi geceyle örttüm,
yüzüne bakmasın diye
yağmuru rüzgârla kovdum,
üstüne yağmasın diye
dünyayı denize gömdüm,
bağrına basmasın diye
Çamlıca’da bir çay bahçesindeyim,
koca bir şehire küçülterek bakıyorum tepeden
sigaranın paketini tersyüz edip İstanbul karalıyorum aşkına...
düşünen adam gibi suskun ve ketum bu şehir
yapışıyorum iki yakasından, silkeliyorum, kendine gel!
teeddüp halindeki senfonilerin susmalı
biz bizeyiz yabancımız yok diyerek
Sek sek sekerek
Rastık çekerek
bacak bacak üstüne atıverdi bizim kız...
ekranın karşısına geçti
Kazıdım kökünü yeryüzündeki yalnızlıkların
hafiflettim yükünü dünyanın...
Öğrensinler diye sevgiyi
Appassionato teninde bir renk, yüreğinde soğukluk,
Yollar, dağlar aşar çıplak ayakların zulmünde
Bir meme ucunu ısırmakta dişlenmiş bir bebek
Hayat doğurduğun çocuktur elbet…
Nuh’un gemisine yetişecek, yoksa nesli bitecek
Bütün canlılardan bir çift örnek,
Delisin, dedi doktor!
• Düşüncelerin ve duyguların karman çorman.
Canın yandıkça gülmektesin, deliler gibi;
alkışlıyorsun palavrayla peynir gemisi yüzdürenleri,
memleket ve memleketinde insanlık gülünecek halde mi? ...
sonra birden zırlıyorsun dondurma isterim diye,çocuklar gibi...
Aşkı zirveye taşımak kolay değildir:
Sabır dolu bir çuval sırtında,
Öyle başlıyorsun yolculuğa…
Yollar soğuk ve karanlık,
sabah olur, akşam olur,
karlarla ve sellerle kaplanır ortalık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!