Dün akşam sana benzer birini gördüm
Taksim' de bir otobüs durağında
Ama iyice bakamadım, utandım
Çünkü o çok küçüktü, henüz kızım yaşında.
Sürme yoktu gözlerinde, tırnakları ojesiz
Mışıl mışıl uyumakta olan sular
Bir esintiyle yavaş yavaş uyandılar
Bir o yana, bir bu yana salındılar
Ve sonunda dalgaları oluşturdular.
Kasım 2000
Gel benimle güzelim
Gül bahçende gezelim
Tutuşalım el ele
Güllerini derelim
Bir bu gülden bir şundan
Havada cemreyi,
Toprakta çözülmeyi bekleyen
Yeşil yaşam.
Güneşin her göz kırpışında
Uyanır bir an uykusundan,
Titrer toprakta kök o an;
Bir kadeh rakıyım bu akşam
Sarhoşlar masasında.
Beklemekten ateş bastı
Bir ayık çıkıp da
Yavaş- yavaş yudumlasa diyorum.
Öyle bir gün ki baştan sona ölü zaman
Kanı donmuş damarlarında geceden
Sorgulanması yıllar sürer suçluyu bulursan
Farkı yok o gün yaşananların bilmeceden
İşte böyle sorun dolu bir ölüdür o
Yıllar sonra belki hayata döndürülebilecek.
Sevdiğini bilmesem, bir an gözyaşı dökmem
Böyle el açıp, yalvarıp boyun bükmem
Biliyorum seviyor beni, hem de deliler gibi
Ben de öyle, Ferhat ve Mecnun misali
Halal olsun bana!
Her insan kendi kaderini kendisi yazar
Kader yazan birisi yok inan ortada
Dünyalarca var olsa,tükenir azar- azar
Yokla baş başa kalır insan sonunda.
27.07.2002 didim
Gözü kör olsun böyle yokluğun
Hala derin ötesi bir yara içimde
Yaşayamadığım garip çocukluğum
Anlatılamaz türlü sefaletler içinde.
Küçük, küçücük bir köy idi
Bahçelerden, bağlardan
Mor çiçekli dağlardan
Bana ne!
Gönlümde bir çiçek açmayınca.
Çisil -çisil yağan yağmurlardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!