Gökte ne bulut vardı, ne de şimşek çakıyordu
Aniden yağmur olup üzerime üzerime yağdın
Bir anda aşık oldum sana, hem de sırılsıklam
02.12.201- KEMAL ÇAKIR
“Benim kuzumu geri getir! ” diye
Delip yıksa da acılı sesin dağları
Geri vermez asla anam, bacım
Aldığını ne Şırnak’ı ne de Gabar’ı.
Sen yıkıldın, yandın, kahroldun ya
Ne günler geçiriyor garip milletim, talihsiz memleketim
Solmaya başladı erişilmez sandığımız yücelerin çiçekleri
Tarihte yedi düvele ecel terleri döktürmüş anlı- şanlı Milletim
Yıllardır sadece bekliyor, göremiyor başına gelecekleri.
Hep haklıdır, haklı görürler kendilerini güçlü olanlar
-I-
Ölürsem bir gün ansızın!
Sevdiğime doymadan
Beni o aleme öylece atın
Soymadan yıkamadan.
Yalnızdı…
Acımasız yıllar onu yormuştu;
Ağır ağır çıkıyordu merdivenlerden
İkide bir tutunup tırabzanın kollarına
Kalan basamakları sayıyordu.
Bir iki… Derken bitirdi tamamını.
Korkusuz bir yürek
Bükülmez bilekler
Kibirli bir surat
Yalnız insan...
Kocaman bir mekan
Bir yalnızlık halinde doğmuşsa hisleniş
Son verir bu yalnızlığa Allah’a yöneliş
Bir resim sanatı gibidir yaşamak
Bu nedenle zor mu zor dostum;
Tuvalle, boyayla, fırçayla uğraşmak...
Bunları değil yerli yerince kullanmak,
Tutmasını bile beceremezken,
Bir alıcı bulsam hemen satacağım
ne gündüzüm gündüz, ne gecem gece
bu melanetten mutlak kurtulacağım
bitireceğim seni yalnızlık hece hece
Herkes sanki bana küsmüş gibi
Ne yalnızlıklar, acılar yaşadım ben anlatılmaz
Boğazımda hapsolurdu çoğu zaman kelimeler
Gözyaşlarım teselli etmek için okşardı yanağımı
Gülen yüzümü gösterdim, bilmedi halimi kimseler.
Çok ağladım insansız mekânlarda sessizce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!