Yüzme bilmez, gülme bilmez şu yavrum
Kaderinde niye böyle yazılmış
Ekmeğinde kara oldu a yavrum
Gözden akan, gözyaşları sel olmuş
Gel de anlat evdeki şu yavruya
Aha geldim, gidiyorum dünyadan
Selam olsun, Hakk’ı bilen insana
Kalan dostlar, ders alsalar hayattan
Çıktığımda, hesap veren yüz olsa
Yaşadığım, yarım asır on fazla
İnsanı insandan öte koyarak
Ayrılıktan kimse fayda görmemiş
Gönülden gönüle birlik olarak
Birlik olan millet zarar görmemiş
Beş parmağın beşi farklı da olsa
Zeytin dalı uzatırsın ellere
Hoş görünüp güzellikler dermeye
Sevgi verip, gönülleri vermeye
Ne istedin bizim zeytin dalından
Bizler verdik zeytin ile dalını
Zindana düşenin haline baktım
Ağlanacak yerde gülüp geçiyor
Kırılmış kol kanat aklına yandım
Yanan yüreğiyle gezip tozuyor
Sorarsan hür yaşar aklı kirada
Gönlümün derdini bir diyebilsem
Tüneli çukuru önümde engel
Derdime çareyi bir bilebilsem
Canlısı cansızı gönlüme engel
Ufuk da beliren güneşi görsem
Gönlümün aklına uydum uyalı
Düz yollarım taş ve dikenle doldu
Akılsız bir güle aklım kayalı
Gündüzüm kararıp hep gece oldu
Yastığa baş koysam uykum kaçıyor
Aklımda fikrimdesin, şiirlere yazarım
Sensiz geçen günlere, için için kızarım
İçmeden sarhoş olup, bir yerlerde sızarım
Kendimi affedemem, gönül bağı kurduğum
Uzaklarda değilde, sen yanım da olsaydın
Gönül dedim gönül, olsun huzurum
Özümü öldürdüm yoktur gururum
Yaktılar yıktılar var mı onurum
Ömür boyu neler neleri gördüm
Önüme dizildi kocaman dağlar
Aradım günlerce dağda bayırda
Beni, bende degil, uzakta gördüm
Yıldızlar altında her gün kahırda
Bir sevda içinde, gönülde gördüm
**
Duygular durmuyor yeniden coştu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!