Yok olan kardeşliklerimiz,
Huzur vermeyen işliklerimiz,
İnsanları yiyen dişleklerimiz,
Güzele döner Kur’an ayında.
Dünyayı boğan kan gölleri,
Hesaplar, kitaplar, birbirine karıştı,
Kafalar bulanık, abukluk semaya ulaştı!
Her zaman hesap tutmuyor,
İki kere iki dört etmiyor.
Bazen bir, bazen iki, bazen beş eder,
İlla ki zorlarsan belki de boş eder.
Devletime kafa tutan,
Milletime kurşun atan,
Teröristler hain tipler,
Bayrağımı kirletmeyin!
Kutsalıma saldıranlar,
Hisler!
Kalemler yazamaz irfanî sözü,
Derunda yer bulur insanî hisler,
Nâdânlar ne bilsin vicdanı özü,
Senin için
Bir ay gece gündüz,
İmsak yaptık senin için!
Ruhlarımızı arındırdık,
Yetimleri barındırdık,
Adam gibi olmak;
Güzel hayatı bulmak,
İyi adım atmak,
Dimdik ayakta durmak...
Ammar gibi,Yasir gibi,
Sümeyye gibi,
Çocukluğumu geri verseler,
Oyna, koş, mutlu ol deseler,
Özgürlüğü yakala, sevgiyi bul,
Tasa, sıkıntı ve kaygıdan uzak ol,
Ne dünyanın kirlenmesi,
Ne insanların birbirini yemesi,
Bu dünya bir oyun, bir eğlence,
Her şey soru, her şey bilmece.
Birinci perdesi bu oyunun,
Ne kadar ciddi oynarsak,
Kurallara uygun,
Ödüllerini kaparız oyunun.
Ne Zaman Uyanacaksın?
Noellerle, içkilerle, kadınlarla kandırdılar!
Kardeşlik bağımızı zehire bandırdılar,
Cennet, cennet dedikçe ateşe kandırdılar!
Ne zaman uyanacaksın ey milleti merhume?
Ömür bitiyor, yaş gidiyor,
Her gün yapraktan biri düşüyor,
Ha bugün, ha yarın,
Her gün ecel koşuyor...
ne güzel anlatmışsınız.....tebrikler.....teşekkürler......
Yürekli bir şair.
başarılar