kader örmüşse ağlarını
yakalanmış
ve sergilenmişsen
bir balıkçı tezgahında
üstelik
bir akşamcı
korkanlar vardı çaresizce
güneşin dünyaya çıktığı seferden
onlar ki kara gecelerini
beyaz zülüflerine işlemişcesine
titriyorlardı
güneşin beyaz sıcaklığından...
o başı dumanlı dağlar gibi
gözümün önünde
büyümüş
büyümüş
büyümüş...
evler tıpkı içinde yaşayanlara benzer
türbanlısı vardır
pencereden içeri ışık bile geçmez!
minilisi vardır
boş zannedersin
pencerede iki çocuk belirir
yüreğimin sahrasında
bir ‘Serap’
gözlerimin korneasında
‘pembe bir ışık’
kulaklarımda yankılanan
‘bir çift kanat sesisin’
kayboldum
yitik düşler misali
sanki
içimin derinliklerinde
bir şimşek çakıyor
ve
her akşam
çayımın şekerleri oluyorsun
ağzıma tat veren...
böylece düşlerime girip
tatlı bir bakış fırlatıp
tatlı tatlı selam gönderip
kolumdan tutup
nefretle bakmıştın yüzüme
sonra
arkanı dönüp gitmiştin
inanamamıştım
o günden tek
sen gideli
buralara güneş doğmuyor
deniz
hırçın mı hırçın
kumsal
diken mi diken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!