Onlar;
toprak üstüne
inşa ededursun, taş duvarlı beton saraylarını...
biz;
varsın,
şafaklar atımında dolu
dopdolu ümitlerle beklemiş
istasyondan yalnız dönmüşüm
şafaklar boyu
sonra ve sonraları
kadehlerle arkadaşlık kurmuş
tut ki
güneş doğmuyor sabah olmuyor
tut ki
yapayalnız ve çaresizsin
tut ki
kadehler arkadaşın sigaran yoldaşın olmuş
birgün
tekrar göreceğim yüzünü
tekrar tutacağım
taze bahar yaprağı ellerini
tanrım
umudum olmasa
saatler
yanlış zaman diliminde
takvimler
olmayan bir ayı işaret ediyor
mevsim
yaz olmasına rağmen
manasız bakışlarımda
derin manzaralar vardı
göremedin
boş konuşmalarımda
anlamlı ifadeler vardı işitemedin
çorak sandığın yüreğim
beni en çok sessizliğin korkutuyor
hani konuşup bağırsan
hakaret etsen
ya da kızıp küfretsen diyorum
kabusum olup
karşıma dikilip
beyaz gömlekli kızın gözü
raftaki kitaplarda
saçı jöleli oğlan
dikmiş gözünü kızın kiraz dudaklarına
kız bakarak ilerliyorken raf-raf
trak trak rak...
unutma!
fethedilmez zannettiğin
o yüreğini
bir gün
muhteşem bir isyanla kazanacağım
orada,
sen
bir 'güneş' kadar parlak
bir 'ay' kadar mağrur
toprak kadar verimli
deniz kadar dalgalı ve hırçınsın
sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!