Soğan,ekmek yemeği,
Yağmur suyu içmeği,
Köye yaya gitmeği
Gördün mü hiç beyefendi?
Aç karnına gülmeği,
Bakın bir gün ne olacak
Güneş baştan doğacak
Herkes eşit olacak
Yoksulluk sararıp solacak
Şoförün arabası
Sen dünyadan
Memnun kalacak mısın
Ömrüm
Geçirdiğin günleri
O karanlık günleri unutacak mısın
Söyle ne yapacaksın
En büyük umudumla öğretmen oldum
Gerçekte en büyük belamı buldum
Yapayalnız kaldım sarardım soldum
Öğretmen oldum öğretmen
Aydınlatacaktım her tarafı
Seslenmek isterim,dağlara,taşlara.
Ovalara,kuşlara.
Büyük büyük başlara,
Öldükten sonra…
Ağlamak isterim,bana ağlayanlarla.
Ölüm,hiç kimsenin
Gözünün yaşına bakmaz.
Acımaz,yakanı da bırakmaz.
Ağlasanda,yalvarsanda…
Hiiç dinlemez,hiç.
Sözünden de caymaz.
Bizim Misto,
O kadar akıllı,
O kadar ağırbaşlı,
Öyle zavallı insandı ki…
Dövülüp sövülseydi,
Parası elinden alınsaydı,
Gör vatandaş gör,neler var.
Mecilis'te talan var.
Vekillere çuvallarla kıyak var.
Bedeva yemek,çay,kahve var.
En güzellerinden sekreterler var.
Eşsiz yalakalar,danışmanlar var.
Madem haksızlığı sevmedin,
Yolsuzluğa göz yummadın
İnsanlığa adadın varlığını.
Madem zorbalıktan yana olmadın,
Kullara kul kalmadın.
Savaşma kararı verdin.
Hiç unutamayacağım,
O gördüklerimi hiç.
Beton üstünde yatanlar,
Aç dolaşanlar,
Nefretle bakanlar vardı içlerinde.
Unutamayacağım İstanbul’u.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!