Sevinç ve üzüntü…
İkisi de içimde.
İkisini de yaşıyorum.
Sevincimi;
Sıla kokusu veriyor bana,
Ana,baba,kardeş,dost…
Üzülüyorum...
İnsan oluşuma,boyun büküşüme.
Haksızlığı,zulmü görüp
Seyirci kalışıma...
Üzülüyorum...
Kör ozanın zindana atılıp
Sabah kalkar,elini,yüzünü yıkar,
Temizlik yaparlar insanlar
Bizim memlekette
Ağlayarak,sızlayarak…
Masallar anlatır,türküler söyler,
Bir şiir yazacağım,
Gelip geçenler için.
Ekmek için, hak için.
Denizlerde avlanan,
Gaddar avcılar için…
Bir hayat yaşıyorum
Sabahları olmayan
Güneşleri doğmayan
Işık yüzü görmeyen,etrafı kapkara...
Bir hayat yaşıyorum
Herkes bir yol tutmuş gidiyor
Nereye nasıl? Bilmem ki!
İleriye mi gerilere mi,
Aydınlığa mı karanlığa mı?
Ekmek kavgasıdır bu arkadaş
Akar kana kana gözyaşlarım
Gözlerimden.
Bazen ayrılık,bazen ölüm.
Günün birinde belki sevinçten.
Ama daha çok ızdırap,kin,
Yaşama savaşı ile dolar,taşar.
Dünyaya ağlayarak geliriz
Sevinçten değil üzüntüden
Çekeceğimiz ızdıraptan,elemden
Göreceğimiz kara günden,kederden
Açlıktan,sefaletten,yokluktan
Kuracağımız hayallerden,umuttan
Üzülme arkadaş,
İşte o zaman her şey düzelecek.
Rüzgarlar,alın terlerini
Serinletmek için esecektir…
Ekinler,emekçilerin sembolü olacak.
Bereket yağacaktır.
Ah serseri kafam ah!
Nedir bu rezaletin.
Nedir senden çektiğim…
Çalışmadın zamanında bir türlü…
Hiç doğru yoldan gitmedin.
Kollarımı zincirlerle bağlattın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!