Yoruldum geceleri sen yerine
Hayaline sarılıp yatmaktan
Yoruldum sonu gelmez saatlerin
Bitmek bilmez tik taklarından
Ömrüm
Aramızda ne aşılmaz dağlar
Masamdaki resmin çoktan soldu
Mektuplardan kokunda uçuyor
Belki yarın hayalinde kalmayacak hatırımda
Oysa ne düşlerimiz vardı seninle
Henüz doğmamış yarına
Kiraz zamanı paylaşacaktık
Alamıyorum keyfi hayattan
Gelmek istiyorum hep sana doğru
Yaşadığım yerde düşler yasaklı yarına dair
Nasip olsa da firar etsem kumru gibi ürkek
Kalbine doğru
...Bazen keşke diyorum
Hava soğuk ve dışarıda yağmur yağıyor
İsyana dönüyor içimde doğan her fikir
Önce seni düşünüyorum, sonra kaderimi
Bir deli tufan kopsa diyorum içimde
Bir ağlasam, bir rahatlasam
Unutsam o kötü günleri
Ne bu düş benim, ne bu ışıklar, ne bu şehir
Sadece sana olan sevdam ve bu insanlar benim
İnsanlarım... Başı dik, alnı açık asil Müslümanlarım
Bil ki onlar yoksul ve yoksun her şeyden
Sevmekten, sevilmekten hatta bir dilim ekmekten bile
Hep beraber bir melal içinde kıvranmamızda
Bu kalbin enfarktı öldürmezse beni
Ya da köşe başında birileri
İnan bir gün hasretin öldürecek beni
Yokluğun bükse de bileğimi
Bilirsin gururum elvermez
Diz çöktüremez hiçbir şey bu dünya da beni
Gözleri;
Gözlerinin içi gülerdi gülünce yüzü
Önce yeşil olurdu; deniz yeşili, yosun yeşili
Sonra bal rengine dönerdi
İçi sevgi dolu bir çift petek bana sevgiyle gülümserdi
Uzun sürmedi bu işin seyri
Sen gidersen martılar ölür
Buz gibi bir akşam olur zaman
Yapraklarım dökülür
Kalbim, fırtına öncesi süt liman
Sensiz kalırım
Nefessiz kalırım
Biliyor musun ela gözlüm
Biliyor musun hilal çehrelim
Gamzelim
Yokluğuna alıştım
Yalnızlıkta koymuyor artık
Yada ölümüne sensizlik
Yalnızım bir tren garının
Bekleme salonundaki yolcu kadar
Yapayalnız ve tarifi imkansız
On kere, bin kere
Milyon içinde milyar kere yalnız
Kampana vuracak birazdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!