Sorulur Ummana aktığı yer
Güneşe doğduğu tepeler
Ve aya bastığı geceler
Fakat sorulmaz aşka davet
Gün gelir günden öte yanarsın
Dinmez içimizin feryadı bu hal ile
Kalkıp küflü okları kırmaya geldik.
Nereye ey deli gönül bu gam yükünle?
Çaresiz bu şehre konmaya geldik
Kemirir oldu içimizi, bitmez türlü dertler
Kucakladım bir ulu çınarı yürekten
Kolları sardı, dalları sardı yar sandı
Tutup öptüm elini, eteğini uzaktan
Alları sardı, yolları sardı yar sandı
Avuçlarımda okşadım taç yaprağını
Ey gecelerin aşkı!
duyuyormusun beni?
gözyaşımı bir mendile
düğümleyip,
ruhumla saldım
sana......
Herkes birşeyler veriyor birbirine
..................................bana veren yok
Herkes birşey için gülüyor birbirine
..................................bana gülen yok
Ben de dedim garip kalmayım
.................................bunu bilen yok
Sevginizi bize verdikçe
Bir fidan gibi büyüdükçe
Her an güneşe yürüdükçe
Devir bende döner ant olsun
Uygarlıklar aşacağıma
Bahtımın görünmeyen uç noktasıdır
İki mendil arasında çıktığımız yollar
Sükunetle akıp giderken ömrün hızı
Hayal-gerçek arası kurulan sofrada
Afiyet buyrulmadan bir siren duyulur
Sur-u alemetten beter, tüneldeki siren
Ey! eli kalem tutan genç arkadaş;
Süngü tuttu bu eller onun yerine
Güzel yüzünle gül diyen vatana
Vatan için girdim ben bu toprağa
Gençlik marşımı hudutlarda söyledim
Üç beş hane halkı ile
Biraz nazlı türkü ile
Bizi bekler sevgi ile
Güzel Köyüm Poyrazalan
Yüreğinde kor yanıyor
Sohbetim yarım kaldı seher yeli ile
Sen çağlayıp gelince aşkın seli ile
Sarılacaktı yarem dostun gülü ile
Sürmelerin tenimi tezden bulmasaydı
Gökten dökülecekti kavrulap ta canım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!