Bal rengi gözleri,
hilal kaşları
kara,kuru ve narin yüzleri
yastığa kelebek gibi konan başları
ve renkli boydan fistanları
çiçekli dal gibi kızlar
Yalnız kızıllık değil
Gün batarken kapıyı çalan
Çok kere pişmanlık da oluyor
Oysa yeniden başlayın diye
güneş günlerce yeniden doğuyor
Sonsuz mavilik nereye yaslı
O duvar
Neyi böler
Işıktan doğmadık mı
Ya gölgeler
Ya sularda çakılı duran
Ciğerimde ucu
Kopmuş urgan gibi duran
Son nefesim
Belki de son bozukluktur
Zamanın zulasında bir an
Harcadığın şu an
Yaşadım yarım yüzyıl
Güzelim yılları savurarak
İşte kapıyı çalıyor
Elli bir
Tak tak tak
Yaşamak taraf olmaktır
Siyah ya da beyaz
Ama gri inkar etmektir
Kendini biraz
Yaşamak dokunmaktır biraz
Ellerimi tut yeter
Uzun bir ayrılıktan sonra
El bile yürek gibi hisseder
Kocaman bir nasırdan da olsa
Kaldı ki
Öyle bir ateş ki
En büyük icadı bilmedi
Tek harf yazmadı
Tek harf silmedi
Ölesiye doymadı
Doyasıya gülmedi
-Sevdi mi?
Tütse ele verir dumanı
Tütemez,
Yalan üzerine kurulan evin bacası
Mevsimler gelir geçer kapıdan
Bir yaradır
Kabuk bağlar her gece yeniden
Yeri örtende beyaz
Aklıma düşer gözlerin
Bir çocuğun misketini özlediği gibi
İçim ısınır
Seni özlerim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!