Simitcinin sesi demler günün ilk çayını
Korna sesinden bellidir geldiği sütçünün
Hurdacının eskiler aşkına yaktığı ağıtla sürer gün
Bizim sokakta yaşam sihirli bir oyundur
Olmayan tek şey, o anki oluyor gördüğün
Bir damla yaş durur gözünde
Acır damağında her tat
Ölüm gelir başım üstüne
Akar gider arsız hayat
Bir buluttun gökyüzünde
Kar kuşatsada yeri
Yürür gizli gizli toprakta tohum
An gelir yıldız yağar
Gecenin zifiri karanlığına
Aldanma oğlum
Bir gelincik kanar kuytuya
Rüzgar taşır bayrağını
Doruğunda dağların
Umut ölmesin
Yaramı umuda sarın
İki elinde
İki karanfil
İki dal
Biri bulut beyaz
Biri bayrak al
Yürüyor
Gün gelecek öyle bir ilerleyecek ki teknoloji
Binyıl geçse de üzerinden bir ağaç gövdesinin
Bir bir göreceğiz belleğinden
Kimin dalından kopardığını meyvesini
Gün gelecek öyle bir ilerleyecek ki teknoloji
Geçmişin
Gelirken peşinden
Bir çocuk gibi
Burnunu çek çeke
Anılar
Ebeler gözyaşlarını
Zaman ki aynasında boy verdiğin
Sonsuz derinlikte bir kuyu
Kimi bitmesini bekledi,
kimi-Kaşla göz arası-
Yere döktü
Kovasında kalan suyu
Türkçem dile tutsak
Dil usa
Us hür
Usta şimşek çakar
Sözcük sözcük
Gümbür gümbür
Bir tohum bilinciyle toprağı avuçlasam
Haykırsa avucumda yaprak
Ağacı anlasam
Ve sonra
Bir insanın duyabileceği en büyük utançla
Yangınların acısını ta yüreğimde duyarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!