Hepimiz yaşarız bunu,
Kimi zaman hafif, kimi zaman şiddetli.
Arkadaş! Dinle,
Kimse sana ödül vermez,
Hatta önemsemez bile,
Aşık olmak kolay
“Aslı veya Kerem” olabiliyor musun?
Asıl mesele burda.
Ölmek bile,
Mazur görülebilir bu uğurda.
Raylar yılan gibi,
Kıvrılır, kıvrılır...
Kıvrılır dağa girer,
Kıvrıla kıvrıla ovaya iner,
Bir nehre arkadaşlık eder,
Ağaçların arasından geçerken;
Rutin adimlariyla
Her zamanki gibi yurudugu yolunda
Bir gun farketti ki,
Duvarlardan biri
Sira sira uzayip giden duvarlarin biri,
Bir bahce duvariydi.
Neredeyse her gün açardı,
Kırmızı atlastan bohçaları;
Oyalı yemeniler,
Masa Örtüleri,
Sofra takımları.
İçini gıcıklardı,
Gidelim dag evimize,
Siginagimiza,
Yuvamiza.
Buyuk mu merakim?
Ozlemim
Mücadeleyle tükenmez,
Yanar için için, sönmez
Öyle iç sıkıntısı ki;
Eyüp sabrı buna yetmez.
Gönlüm artık kuru bahçe,
On Yedi Ağustos
Bin Dokuz Yüz Doksan Dokuz
Gecenin ucu,
Türkiye tarihindeki
Gecelerin en gücü.
Ne kadar oldu görüşmeyeli?
Kimbilir, pek değişmişsindir!
Yanılmıyorsam saçlarını uzatacaktın
Öyle söylemiştin.
Dolu, dopdoluyum
Ben kurarım evimi
Derenin yatağına,
Yağmur yağar sel olur
Alır evimi götürür.
Gider de evim,
Çoluk - çocuk ne varsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!