Cana ekleyip seni, eyledik oysa canan,
Gönül tahtını verip, bildik yegâne sultan.
Kimine vefa ettin, erdi murada ama;
Kimine cellât oldun, boyun vurup can alan.
31 Mart 1988-Perşembe/Ankara
Aklıma mukayyet ol Tanrım, sana emanet!
Kime güvensem bilmem, kol geziyor ihanet.
Dost- düşman belli değil, kepçe kimin elinde?
Dünya cadı kazanı, sabrı zorluyor cinnet.
Çal be âşık, isterse tel kırılsın,
Varsın biraz parmakların yorulsun.
O vefasız işlesin her günahı,
Gelsin hesap yine benden sorulsun.
7 Nisan 1983 – Perşembe / Ödemiş
Evvel bendim kapında aşk dilenen bîçare,
Ne halimden anladın, ne ses verdin bir kere.
Şimdi her şey değişti, devran döndü tersine,
Git artık Allah versin, çalma kapım boş yere…
20 Eylül 1989-Çarşamba/Ödemiş
Bir zıpla, iki zıpla, uç bakalım çekirge,
Lakin üçten kork diyor, sana bu yaşlı bilge.
14 Nisan 2005 – Perşembe / İZMİR
Önde nikâh masası, ardında sessiz çelenk,
Ortasında kara gül, geri yanı rengarenk.
17 Aralık 1989 – Pazar / Ankara
Hayat boşa bir nefes, artık canansız canda,
Hükmüm idam yazılmış, elindeki fermanda.
Ben zaten bir ölüyüm, gönlümden vurulmuşum,
Cellat çek tabureyi, boynum kalsın urganda.
13 Kasım 1984 – Salı / Ankara
Büyükler söyledi biz de inandık,
Görmedik yüzünü bir kere Cemre.
Gelirken baharı getirdin sandık,
Sevindik bilmeden boş yere Cemre.
Kara kışı çektik uzunca süre,
Anladım ki ölümden korkmuyorsun cengaver!
Her çetin saldırıya, göğsün koyarsın siper.
Kaç kere yara aldın bağrından yıkılmadın,
Sırtından vurmadıkça, ya kim seni alt eder?
6 Aralık 1990 – Perşembe / Bilecik
Kerem senin Aslı’n var, Mecnun senin de Leyla’n,
İsmini söyleyemem, benimkisi bir ceylân.
Yaklaşsam kaçar gider, sisli dağlar başına,
Beklesem av olacak, aşkımız da bir yalan.
23 Mart 1984 – Cuma / Ödemiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!