İzzet Bilici Şiirleri - Şair İzzet Bilici

İzzet Bilici

Desem ki benim de sevdiğim bir okyanus vardı
Anlaşılır bir yanım, inandığım bir yerim, kızaran bir yüzüm vardı

Gülerdin bir erik ağacına

Desem ki benim bir karanlığım var şimdi

Devamını Oku
İzzet Bilici

Savunmasız kalmışım karşısında kara kışın
Bir tarafım bozkırda kurulmuş engizisyon
Üç tarafım çırılçıplak bir gece ayazı
Yaklaş,
Filiz at şu çorağıma ve karasallığıma
Kavruk dağlarıma geri getir baharları ve adım seslerini

Devamını Oku
İzzet Bilici

Yıllar yılı sadece seyretmekti adım seslerini
Köpüren ırmaklarla dolan kapalı havza suları gibi durgun ve yerinde...
Ey gittikçe kaybolan parıltı
Ey yörüngesini terkeden uydu
Gel de bir sığınmacının elleriyle yüzümüzdeki dikenli telleri parçala!

Devamını Oku
İzzet Bilici

Hep kalmak, hiç ayrılmamak yerinden,
Yalnız olmak, hiç sevmemek bir eli kirli diğeri takvalı ve tekbirli
Ve yaşamak! Allah'a şirk koşacak kadar tek başına!

Son bölüm böyle bitmeli dedi romancı
Kafasını kaldırıp kekeme baktı

Devamını Oku
İzzet Bilici

Bir yol var mıdır dersin?
Gece bu vakit kendi iç savaşında buhran
Uzak ve denizaşırı uzakta
Hem hasret dolu
Hem de bütün kalabalıklar içinde en tekil
Bir yol var mıdır dersin sesler içinde?

Devamını Oku
İzzet Bilici

Terkedişinin izdüşümüdür bütün bunlar
Yol kenarındaki taşlar
İstenmemiş göçebe
Yabani otlar
Sabba'nın cennet bahçesinden atılmış gibi
Bir toz cam arayışında

Devamını Oku
İzzet Bilici

Her ateşin ardında savrulmuş küllerini toplayan bir tek benim yola revan olmuş.
Bir tek benim bütün bu anlaşılmaz hayatların içinde kayıplarına bir anlam taşıyan yangın yerine su misali.
Daha şehirler yanmadı, İsa Kudüs'e ayak basmadı ve yönünü degiştirmedi güneş.
Peki ne zaman dinecek? Bir dağ seslense, ayak basacağım bir kıta yarılır tarihten bu yana. Bir yanma hissi duyuyorum gündüz gözüyle. Peki ne zaman içimde sönecek bu volkanik yalımı?
İnan uzaklar çok yakın ve sancılar tamda kaburgamın altı. Heryer aynı yalnızlık, şehirlere insan eli değmiş üstünde birkaç katman pasak var ama ben sürekli aynı yaşta goncası çiğ taneli ve bir yerlerde seni arayan biri hep. O kadar gurbetlik olmuşum ki bir iklimden başka bir iklime geçip sürekli bir çift göz için haşlamışım bütün genç yanlarımı.
Bir tek benim en bencil olanı

Devamını Oku
İzzet Bilici

Nasıl anlatayım şimdi sana akşamı?
Bu vebal, beklemeye mecbur kalmışların boynunadır
Bu bilincini yitirmiş ama hep nefes alıp vermiş bir komalık halidir bir türlü ölmüyor
Bir zaman adıdır derler
Beni yerimden yurdumdan ve senden etmiş bir vakittir göl sularında

Devamını Oku
İzzet Bilici

Bir ağızdan kaç ayrılık işitebilir insan?

-Bir yaşama kaç yalnız gün sığıdırırsa insan.

Kaç defa ölümüyle kutsanır bir ölümsüz anka?

Devamını Oku
İzzet Bilici


Ayrılıyor musun burdan?
Güneşi uğurlayanlar her akşam ağlar
Her akşam kırık bir kavaldan notasız çalar çobanlar
Ağıt yanar
Ağıt yakanlar yanar

Devamını Oku