Sevgilim, senden bana kalan en son yâdigâr,
Hâtıra defterimin arasında bir gül var
Yüreğim gibi solgun, aşkım gibi târümar,
Hâtıra defterimin arasında bir gül var
Aklıma düştüğünde o sayfayı açarım,
İnan ki, yoruldum, yol gözlemekten
“Dön” demek içimden gelmiyor artık
Bıktım takvimleri ezberlemekten,
“Dön” demek içimden gelmiyor artık
Belki bir gün, belki bir gün diye ben,
Bakışları kaybolmuş, İstanbullu güzelin,
Sevdânın kol gezdiği, Beyoğlu yollarında,
Bir bahar mevsiminde erguvan olmuş gelin,
Pembe, mâvi çiçekler tâc olmuş kollarında
İstanbul ışıkları sâkin sâhile vurur,
Bakışları kaybolmuş, İstanbullu güzelin,
Sevdânın kol gezdiği, Beyoğlu yollarında,
Bir bahar mevsiminde erguvan olmuş gelin,
Pembe, mâvi çiçekler tâc olmuş kollarında
İstanbul ışıkları sâkin sâhile vurur,
O gece fırtına vardı,
Oksitlenmiş bakır rengindeydi gökyüzü.
Yıldızlar yitip gitmişlerdi tek, tek,
Ayaz,
Paslı bir hançer gibi yüzleri kesiyordu.
Adamakıllı yağmur yağıyordu, yağmur,
Herkes yağmurdan sansın, akan göz yaşlarımı
Kimse ağladığımı bilmesin, âr ederim
Ben sonra kandırırım, tüm arkadaşlarımı
Lutfedip sorarlarsa, ben de yağmurdan derim
Sebebi o vefâsız, desem ne faydası var,
Yetmişi devirsek de, ihtiyar sayılsak da,
Gençlik yıllarındaki dostluğunu özledim
O sorumsuz hayattan hayli uzak kalsak da,
Kavga, sevinç, gözyaşı, işte bunu özledim
Üç nal meyhanesinde göz taşılı şaraplar,
sâhilde gün batımı, hep hüzün verin bana,
Sensiz geçen her günüm, sanki bir zehir bana,
Gözlerim bin hasretle dalarken enginlere,
Kuma vuran her dalga, seni getirir bana
Deniz durgun, martılar yelken direklerinde,
SANKİ ELİNE NE GEÇTİ
Herkesi ağlattın da ne geçti eline sanki.
Halbuki sen,
Çevrendeki insanları güldüren,
Onları mutlu görmek isteyen,
Yangına dönmüş yüreğim, sarmış ateş bağrımı,
Doktorum ol, dindiriver, gel şu gönül ağrımı
Duy güzelim, duy ne olur, sen bu şifa çağrımı
Doktorum ol, dindiriver, gel de gönül ağrımı
Dinle gülüm, ben yeniden istiyorum sevgini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!