Ortasında yaşarken, o en güzel demlerin,
Kalbime kurşun gibi oturdu sitemlerin,
Sardı bütün rûhumu, ölümden beter hüzün,
Bir daha sözü olmaz, zehirlerin, semlerin
Artık son nefesinde, su solgun ümitlerim,
Davetsiz ve de yüzsüz bir tavırla geldiler,
Gönlümün en somurtkan misafiri oldular,
Gitmek nedir bilmeden senelerce durdular,
Mekânı vazgeçilmez, hem kelepir bildiler
Kâbusa çevirdiler mutluluk düşlerimi,
Bilmem ki, felek neden beni hakir görüyor,
Belki de yavaş yavaş defterimi dürüyor,
Kapısında yığılmış bütün hayallerimi,
Çaktırmadan halının altına süpürüyor
Eksik kalır tarifi sadece zalim dense,
Öyle şuh, öyle fettan, sanki dâvet günâha,
Cehennem'de Cennet'i gezdirir bakışların.
Unutulmuş bir aşkı, hatırlatıp bir daha,
Sevdâya tövbeleri bozdurur bakışların
Ruhlardan gönüllere açılan kucak gibi,
Ben kendime ağlamam, ağlayana ağlarım,
Görsem biri gözü yaşlı, kana kana ağlarım,
Kendime zalimim ben, elâleme mülayim,
Ben çaresiz, perişan her insana ağlarım
Hüznümü, dertlerimi, hep içimde saklarım,
Göç yollarım eskidi, üzgün bakışlarımdan,
Ne bir selamın geldi, ne gölgen, izin düştü
Yıllar bile yoruldu, bu iç çekişlerimden
Umutlarım tükendi, gönlüme sızın düştü
Takvim yapraklarına bakmıyorum ben artık,
Beni candan severim, kendime hem-dem bilirim,
O güzel gözleri ben, rûhuma meltem bilirim,
Ne keder bil, ne de gam, ağlama bir gün bile sen,
Yanağından süzülen damlayı zemzem bilirim,
Gecenin en koyu bir ânını sarmış karalar,
Bu füsunkâr görünüş, gönlümü içten yaralar,
Bu ne mâtemli karanlık, ne hazin bir görünüş,
Yakalım gel meşaleler, gel yakalım çıralar
Gece örter bilirim, gözyaşının damlasını,
Tan yerinde yangın var, her taraf kıpkızıl kor,
Bu ilâhi yangını söndürmek nasıl da zor,
Gökyüzü pembe pembe, biraz mâvi, biraz mor,
Bu ilâhi yangını söndürmek nasıl da zor
Sanki yâr yanağından kopup gelmiş de rengi,
Artık kalbim bende değil,
Sen giderken sende kaldı.
Şavkı söndü hayatımın,
Güneşim gölgende kaldı
Mazi oldu hatıralar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!