Düştüm sevda ateşine,
Pek beklentim yok güzelden.
Razıyım çatık kaşına,
Çok görmesin bunu benden.
Düştüm sevda ateşine,
Anne-baba, akraba; Ahmet, Mülayim, Veli,
Birleşmişler şan için bu işlerin kurduyla.
Sebebini sormadan aşkla uzanan eli,
Fırsatını bulsalar kıracaklar orduyla.
Yerden yere çalmışlar layık bulmayıp sana,
ÖYKÜ
Gözlerimde ne ararsın sevgili?
Yorgunluktan biraz şişmiş, uyku var.
Bakıyordur mahmur ve de kuşkulu,
Bir güzelden vurgun yemiş, öykü var!
Her gün bir başka canlı seninle oluyorum.
Seninle buluyorum her derdin çaresini.
Seninle yeşeriyor, yeniden doğuyorum.
Seninle görüyorum bütünün paresini.
Seninle yüreğime bir parça ay doğuyor.
Değil mi ki, bastığın toprağa basıyorum,
Uğruyorum her saat nefes aldığın yere…
Sevdiğin her ne varsa gündeme taşıyorum,
Ne söylersen dinliyor, alıyorum ezbere...
Değil mi ki, seninle iki laf ediyorum,
Köyüme giderdim eskiden bazı.
Birlikte geçirirdik dedemle yazı.
Bahçede var idi derin bir kuyu.
Dibinden halatla çekerdik suyu.
Merdiven önünde bir gül biterdi.
O gülün dalında bülbül öterdi.
Ne şiirler yazdım, ne sırlar verdim.
Söyledim içimde ne varsa derdim.
Bu konuda biri ketum davransa,
İçinde olanı söylesin, derdim.
Sanırdım; “Sözcükler ilaçtır bize.
Bugün son gün!
Beni sadece sen değil,
Yollar da ayıracak.
Gözün aydın,
Var bayramın,
Düğünün…
Biz oluştan farklıyız, bir şeyciğimiz uymaz.
O nazenin beline kollarım uzun gelir.
İnce perde sesini kulağım doğru duymaz,
Sen baharda gel dersin, aklıma yazın gelir.
Sokak aralarında boş gezinmek te uymaz.
Dillerin yine suskun, lal gibi,
Yokluğun Venüs’ten daha da iri.
Fazlasını istersen en kötüsü güzelim,
Bayramım dünümden bir adım geri.
Benim sunduğum bedel bir gönül teri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!