Dilimin ucuna seni sevmediğimi söylemek geliyor.
Ben senden ziyade daha çok gönlümü,
Sadece gönlümü sevdim demek istiyorum.
Oysa ben seni sevdim…
Dur durak yok, dinlence yok, uçar durur yağmur-kırça.
Bir gün karnı tam mı doymuş, nerde bulmuş bir köşk-sırça?
Ne gezdiği yeri bilir, ne kendinin tam adını,
Daha ne tepeler aşar yolmazlarsa kanadını.
Ne pişirsen gelir kırk tür nazara.
İlham olur her bir yönün yazara.
Sözün geçer Deli Dumrul, Sezar’a!
Annem seni koymasınlar mezara.
Yanındayken acı-hüzün tatmadım.
Sütyen ile gizlediğin etini,
Biri sıkmış bir gün eve dönüşte.
Başka biri takmış altın setini,
Balından da biri öpmüş aşüfte.
Seni yeni bir kucakta görmekten,
'Hayat, güzel olsun' diye, 'dünya, bir gülnihal! ' dedik.
Dağ kadar beste yaptık içi boş kargılarla.
Hoş bilmedik zevk sefayı, yaşamadık bu hayatı,
Gül kalçalı kadınlar, alçılı duygularla!
Herkes biliyor ki; 'Hayat, tek köşeli bir dik açı.'
Siyah saçı bukleli, gül yanağı gamzeli,
Ayrı güzel her günün bambaşka bir ömürdür.
Aşkın yoksa fanidir bu ömrün tekmil günü,
Yaşasak ta en fazla doksanında ölünür.
Almadığın bir gülü “diken” deyip atmalı.
Yollara çıkmıyorum gittiğinden bu yana,
Hasımımdır bilesin sensiz uzanan sokak.
Seni hiç bulmasam da araması vardı ya!
Güzel! Sensiz bu dünya benim olsa ne fayda?
Anlamı şu olurdu: “Kel başa şimşir tarak! ”
Madran’ın yamacını sis kaplamış gördün mü?
İşler karışsın diye kalkıp saçın ördün mü?
Neden senden uzağım buna kafa yordun mu?
Seni istediğinden gönlüm öyle emin ki,
Sevgiden kaçış değil, çaresizlik benimki.
Tavrınıza bakarak bırakıp ta gitmeyip,
İkindi vakitleri çay yüzünde bekleyip;
Kartaloz ellerimle size çiçek toplasam,
Kızmazdınız herhalde saçınızı okşasam?
Ben ki hasret kalmışım tatlı tonlu bir söze,
Yanında değilsem, faydasızsındır.
Merhem de olmazsın hiçbir yaraya.
Ben yağmursam sen kışsındır!
Ben güneşsem sen yazsındır!
Düşün ki ben sensizim…
Düşün ki ben yalnızım…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!