Üreten çok alan az,değeri yok malların.
Tadına bakılmıyor,petek petek balların.
Kurumaya mahkumsun,toplayan yok meyveni.
Ağaç olsan ne yazar,göğe değse dalların?
Kuruturlar güneşte,para etmezse yaşın.
Şair niçin şiir yazar,nedir ona yazdıran?
Elde kalem gece gündüz, ortalığı kazdıran?
Görünen bir ateş de yok, duman da yok meydanda!
Madem öyle nedir kuzum, şah damarı kızdıran?
onuncuköylü
Bana tahta salı verin!
Ya cuma ya salı verin!
Yari bulmak için beni!
Ummanlara salıverin! ..
On beş Temmuz gecesi, bir yeniden doğuştur.
Kudurmuş köpekleri, halk eliyle boğuştur.
Milletin canlarını devletine bağıştır.
Ölüme karşı böyle dik duramaz her beden.
Namert oğlu namerttir, medet uman darbeden.
Onuncuköy neresi,neden mi buradayım?
Muhtar olmaya geldim, ilk seçimde adayım!
Çadıryırtan Paşa’ya(*) , karşı geldim göçerek.
Onuncuköye vardım, dokuz köyden geçerek!
Bazen adıma Aşık, bazen Ozan diyorlar.
Sellerde bulanık su, yelde tozan diyorlar.
Eğilip bükülmeden, haykırınca gerçeği.
İşine gelmeyenler, oyun bozan diyorlar...
Özde bir şey olmasaydı,yüzde bir şey olmazdı.
Azda nefis ölmeseydi,hazda kibir ölmezdi.
Paylaşmalar rafa kalkar,bir anlamı kalmazdı.
Sevdalılar yüreğini, orta yerden bölmezdi...
onuncuköylü
Güya Edebiyat Bahçesi olan bir mekanda,
Dokunulmazlık zırhına bürünmüş bir el uzandı,
Aydınlık bir Cuma Sabahında..
Karanlığın içinden...
Elindeki silahı enseme dayadı,
Ağzımı açmama fırsat bile vermeden!
Kainatta bir zerresin,kendini ne sanıyorsun?
Ahireti bilmezmisin hep dünyayı anıyorsun.
Ben kim miyim,iyi düşün beni iyi tanıyorsun.
Ben senin vicdanınım,dikkat et bak yanıyorsun! ...
Kafandaki her bir korku.
Deler geçer zırhlı kürkü.
Korkutursan korkuları.
Umut olur dilde türkü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!