Koyulur da koyulur
Kaynayan süt koyulur.
Yeter ki sağlık olsun,
Her iş yola koyulur.
Düşündün mü ey insan, yaratılış gayen ne?
Neye güveniyorsun, elinde sermayen ne?
Şu koskoca evrende, bir zerresin hepsi bu!
Girdiğin gönüllerde,merteben ne payen ne?
onuncuköylü
Avrupayı önünde, diz çöktürensin.
Milyonların gözünden, yaş döktürensin.
Göğsümüzü kabartıp, baş diktirensin.
FENERBAHÇELİ OLMAK, GURUR VERİYOR!
SEVİNÇTEN YÜREĞİMİN,YAĞI ERİYOR!
Azrail seni sormuş, bu gün sana gelecekmiş.
O kadar insan varken, talih sana gülecekmiş.
Henüz karar vermemiş, canını alma şekline.
An gelince göğsünü, pençesiyle delecekmiş…
Neden canın sıkkın
kaşların çatık
benim mağrur kalemim?
Bak,
sen böyle yaptıkça
artıyor hep elemim...
Yaşanacak yer değilmiş bu dünya.
Elli yılı devirince anladım.
Mert olana yar değilmiş bu dünya.
Yönü Hak'ka çevirince anladım.
Azıcık bahar,yaz; biraz da kışmış.
Ne şu ay gecenindir,
Ne güneş gökyüzünün.
Parçası her bir varlık,
Hayat denen hüzünün.
Hedefi vuramazsın,
Kaç şiir var severek, hissederek okunan?
Kaç şiir var okunup, yüreklere dokunan?
Kalem kelam bol diye, savurma İsmailim.
Bereketli olurmuş, müsriflikten sakınan!
onuncuköylü
Rıza-i İlahiyi gözetirsen işinde.
Bambaşka dünyan olur,bu dünyanın dışında.
Tarifsiz bir huzurla dolar vakur yüreğin.
Kevseri yudumlarsın hayalinde düşünde.
Dünya denen o derin uykudan uyanarak.
Günde kalır sadece, kısa günün şiiri!
Bir gün geçince o da, olur dünün şiiri!
Kirmanda eğrilerek,ilmek ilmek örülen,
Şiir bir başka olur, adı yünün şiiri! ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!