Ne sırça saray ne ki virane
Çok şey yaşandı bu eski evde
Yorgun ruhunu yiğitçe verdi
İhtiyar yatalak bir divane
Kaldırdığım kabe resminin altı
İçimde ki bir fakir
Öyle ki yoksun öyle
Çekildiğim köşelerde
Haykırdığım tepelerde
Gelmedi sesin, Yoksun işte
Sormaz kendine,
rüzgardan kaçan yaprak,
savrulup gece.
Düşlerinizde,
Nerededir kimbilir,
Gökteki Gümüş Kuruş'um
Beşi Bir Yerde'm
Yerde kimse yok bir tek sen
Uzak değil mesafeler
Nereden baksan
Bir sevme aralığı
Gelde bağlanma öyle körü körüne.
Yaradana Şükret hayıflanma güne.
Elmaslar Pırlantalar döşemiş
Sırmalarla bağlayıvermiş ömrüne.
Gelde bağlanma öyle körü körüne.
Etindir canındır kanındır.
Geldiğinde kılığında gelsin Annem
Kır çiçekli entarini giysin
Sen gibi baksın gözleri
Ben herkes için giderim
Seksek seken bir çocuk gibi titiz
Karıncalar duymayacak sesimiz
Uykudan açılmadan gözleriniz
Sessizce gideceğiz giderken biz
Ayrılıp gözden düşen damla gibi
Geçmedinse can verme sınavından
Böbürlenme hala çıraksın Ustam
Hırs ve ihtiras önünde nida edilip atılırsın
Kilosu üç kuruşa alınıp, beş kuruşa satılırsın
Seni satırlara yazmaya imtina enerken ben
Cümle esnaf ve pezevengin dilinden adın düşmez
Söyle Sevgili sen mi ucuzsun, beşer mi ucuzdur ?
Tahammülleri yoktur hataya
Bir fiyaka , bir caka
Kolları azman, konusunda uzman
Alayı ihtisaslı ve ihtiraslı
Sanırsın hepsi abdestli namazlı
Bir garip girdiğinde muhite




-
Ayşe Ceyhan Düzgün
Tüm YorumlarO zekasına bir türlü ulaşamadığım ender insanlardan biri
O hayatımda örnek aldığım ışığım
O çocuk kadar saf temiz, iyi kalpli ve bir o kadar dürüst, sevdiklerini asla ezdirmeyen onlar için her türlü fedakarlığa hazır arslan yüreklim
O gerçek bir hümanist, o gerçek bir vatansever, inan ...