Saadet renkli saatlerde uyanmak,
Ve gönlü abone etmek sevince.
Satılmış saatlerin hükmüne son verip,
İhtilal yapmak ruhumda,
Beni tahta geçirebilmek için...
Ey şehirler sultanı, ey sultanların şehri,
Güzellik diyarının hem kapısı, hem mührü...
Tarihe Türk adını yazdıran şehirsin sen,
Binlerce yıllık sırrı çözdüren sihirsin sen...
Ne kadar şen şu kedicik,
Oynuyor baloncuklarla...
Ben de oynasam onun gibi ne olurdu,
Dertlerimi baloncuk yapıp da...
Zalim felek yol vermiyor,
Kara bak,
Sanki gelinlik giymiş,
Dağlardaki kara bak,
Sen gül, eğlen, oyna, coş,
Bendeki efkara bak.
İsyan ediyorsam, ah çekiyorsam,
Bil ki bu sitemin günahı senin...
Sevda bahçesine gam ekiyorsam,
Bil ki bu sitemin günahı senin...
Gözlerim ümitsiz, mahzun bakıyor,
Bu sabah yanlışlıkla,
Dolmuş olduğunu zannederek,
Bulancak-Giresun arasında sefer yapan,
Bir yer uçağına binmişim! ...
Tahmin etmeliydim oysa,
Gece gökyüzü açık, birkaç yıldız ve ayla,
Saçlarını savurup, söyleşiyordu Leyla!
Sen misin daha parlak, yoksa benim yüzüm mü?
Senin şulelerin mi, benim kara gözüm mü?
Unutmam diyordun yıllar geçse de,
Daha az önceyi, dünü unuttun.
Armağan diyerek söküp kalbimi,
Yoluna serdiğim günü unuttun..
Gözlerime ürkek ürkek bakardın,
Biliyorum, tuhaf ama,
Ben biraz böyleyim işte....
Çocukluğumdan beri
Hangi kızla üç beş kelam konuşsam,
Yahut teşebbüs etsem bu çetin işe,
Esmerdi, çakırdı,
Üçgeni andıran,
Bir yüzü vardı,
Yanağı çukurdu,
Boyu kısaydı,
Doğmadan mağlup olmuş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!