Yağmurlarla ıslanan toprak gibisin,
Öpmeye kıyamam, koklarım ben seni.
Sonbahara direnen yaprak gibisin,
Gönül penceremde beklerim ben seni.
Dağlardan eriyen, kopan kar gibisin,
Söyler misin bana mutluluk nedir?
Mutluluk, her düşü hayra yormaktır.
Yavrusunu besleyen anne kuşun,
Göğsündeki gururu seyre dalmaktır.
Dizlerinde can vermeye, gönlüm razı olmuşken,
Gözlerinin intizârı, bana ödül sayılır.
Göklerde aradığımı, ben, sende bulmuş iken,
Gözyaşın sildiğin mendil, bana bir gül sayılır.
Sayılır hatrı vardı,sana râm olmuş erlerin,
Dik tutasın diye başını her dem,
Adını Kağan koydum, iyi bil yavrum!
Tarihe, talihe ihanet etme,
Düşenden, şaşandan ibret al yavrum!
Gözlerinin içi gülsün, gül oğul,
Eski defterlerinden,
Kopardığı sayfalarla,
Para demetleri yapan kızım,
Oyuncak da olsa kapılmış,
Paranın cazibesine...
Rahmetli Hakkı Bey,
Rahmetine kavuşmadan önce Hakk'ın,
Dünyadaki tüm varlığını tüketen küçük oğlu Hakkı'ya,
Babalık hakkını helal etti mi bilinmez, ama,
Etmemişse de hakkı vardı rahmetlinin...
Bu işve,bu edâ, bu bakış nedir?
Yolunu süsleyen, bezeyen benim.
Bu sitem, bu cefa, bu yakış nedir?
Adını taşlardan kazıyan benim!
Bana bu can yakış revâ mıdır yâr!
San'at kârın,
Önünde diz çökmek gerek,
Âlimlerin, san'atkârın,
Tükettiğin ömür kayıp,
Öğrendiğin san'at, kârın!
Dünya en güzel eseri,
Geceye karanlıklar nasıl yakışıyorsa,
Sana da işte öyle yakışıyor gözlerin.
Kırlarda dağ çiçeği nasıl kokuşuyorsa,
Sana da işte öyle yakışıyor gözlerin...
Eski bir albümden yayılan ıtır,
Çağırır maziye 'gel gel' diyerek.
Bir resmin altına düştüğün satır,
Çağırır maziye, 'gel gel' diyerek...
Solgun bir fotoğraf, yıllar önceden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!