Elleşir taşırım en ağır taşı,
İşini bilmezle selamı kestim.
Beraber içilmez sofrada aşı,
Hizaya gelmezle selamı kestim.
Sesin kulağımda başka ses duymam,
Özüme bir çıngı düştü,
Seviyorsam kıskanırım.
Elim, ağzım, dilim şaştı,
Seviyorsam kıskanırım.
Güzel yüzün sür yüzüme,
Yaralandı Fafma Ana yavrusu,
Yaralarım kanıyor Şah Hüseyin.
Kerbela'da can aldı çöl kurusu,
Çıralarım yanıyor Şah Hüseyin.
Yüzüm sürüp cem evine gelince,
Yüce dağlar gibi başımda duman,
Sevdaya tutulan ayık olur mu?
Sevgimi sermişim gör harman harman,
O yâr da bir bana layık olur mu?
Sevginin nakşını işledim kana,
Merhaba komşular bir sual edek,
Seyran bağlarından selam getirdim.
Cevizli derede hasbıhal edek,
Elma dağlarından selam getirdim.
Kırk yılık mekanı bırakıp geldik,
Her noktayı mm, mm işlemek gerek,
Nasıl da katlandım ben bu mesleğe?
Demirdir; eleyip dişlemek gerek,
Nasıl da otlandım ben bu mesleğe?
Çok güvenme eyi bilirim deyi,
Nasıl taşırsın bu yükü hey mülküm
İçimi acıtan acı yoruldu
Mayalanmış dertler dopdolu yüküm
Ağlaya ağlaya bacı yoruldu
Nere baksam çoktur karalar isler
Nesini söylesem ki bu düzenin
Bu millet bunu da alkışlar emmi.
Çok gırtlak patlattı uyuttu bizi
Bu millet bunu da alkışlar emmi.
Tüm alanlarda üretimi yok et
GELSENE KAYIN
Kuzu ile kurban ile bulmuştuk
Gözler seni arar Kayın gelsene
Ağzından çıkmazdı kötü bir laf söz
Sözler seni arar Kayın gelsene
Dünyaya geldim de gerilmiş keman
Nereye gidersem işim zor benim
Hiç belli olmuyor ahenkde zaman
Nereye gidersem işim kur benim
Dünya sana atık güvenim kalmadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!