Gözlerimin önünden sıyrılıp gittin,
Seni nasıl da görmedim be hayat!
Gece uyutup, gündüz de ağlattın,
Su gibi akıp da gittin be hayat!
Hiç unutmadım ilk adımda salladığını,
İncitme gönülü çalsın her telden,
Muhabbet edelim gönülden dilden,
İkrar verelim hoş sohbetden baldan,
Sevgi şerbetiyle dolu ise kap.
Açılır goncalar derlenir durur,
Cennet bahçesinin altın ışığı,
Güneşin değerni bilmez geceler.
Cemali gönlümüm çile aşığı,
Bülbülün gülüne gülmez geceler.
Hasretinle gündüzüm gece gibi,
Sözüm sıgara içen Dostlarıma...
Esir olmuşsun kara dumanına,
Hiç mi acımıyorsun tatlı canına,
Seviyorsan yaşamayı, bırak sıgarayı.
Çekdikce dunanı geçer keyfinden,
Çıkıp yücesinden bakayım yare,
Sevginin dilinden gül verin dağlar.
Yarin kokusu gelir pare pare,
Sunamın eline tül verin dağlar.
Başındaki duman korkutmaz beni,
Dost dost deyip de sarıldım size,
Yarı yolda bıraktın, sorarım niye,
Dost dosta muhtactır söylerim yine,
Saz çalsan da, dost olamam ki.
Muhabbetinle geçerdim kendimden,
Emperyalist karşısında,
Göğüs geren devrimciyiz.
Pazarında çarşısında,
Karşı duran devrimciyiz.
Milleti, halkı ezersin,
Çağımızın Onazı, Pir Sultan'ıydı,
Daha genç yaşta aramızdan ayrıldı,
Ne yazık ayrılışı, zamansızdı,
Hacıbektaş’a doğru gitti, MAHZUNİ.
Ozanlar Hak yolunda yola çıkarlar,
Gönül nedir senden çektiğim çile?
Feryat figan ağlar zarda bu gönlüm.
Canım alacaksan al işte kelle!
Düştü kurtulmaz bir derde bu gönlüm.
Aşkın çilesinden gülmüyor yüzüm,
Emperyalist zülme dur demedikçe,
Hayata yaşama zehir getirir.
İnsan hakkı kutsal gör demedikçe,
Sırtında gezdiren fakir getirir.
Ayırır milleti sağ ile sola,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!