Yakın bahçelerde solan bir gülün
Komşu yıldızlardan kokusu gelir.
Yabancı dağlarda solan sümbülün
Tanıdık gözlerde uykusu gelir.
Soluk çiçeklerden artakalan his,
Dünyâ gibi, hülyâ gibi,
Yalan yârim, yalan yârim.
Yarım kalmış rûya gibi,
Bende yarım kalan yârim.
Sükuttan hasret şarkısı,
Bır gece yarısı gökyüzüne dal,
Yeryüzünde olan biteni unut!
Yıldızlar içinden birisini al,
Bir sevgili gibi koynunda uyut.
İnsanlar uyurken onlar uyanık,
Yaşım biraz geçti diye,
Yanaklarım uçtu diye,
Sevdâ eski suçtu diye,
Söyleyin sevemez miyim?
Duyguları bastırmadan,
İçimde bir düğüm çözemediğim,
Yeşillerden, sarılardan, allardan.
Sevdâ okyanustu yüzemediğim,
Irmaklardan, nehirlerden sllerden.
Yasaktı, uzaktı, olmayacaktı,
Mete Han Torunları, layıktır ecdadına
Dara düşen herkesin koştu hep imdadına
Son verecek elbette hainin fesadına
İmralı’da tatilde hainin en irisi
Ardınca gidenlerin hepsi çakal sürüsü
Neden söylemedin yola çıkarken,
Yolculuğun böyle zor olduğunu?
Çakmak gözlerinle ateş yakarken,
Bu ateşin sönmez kor olduğunu.
Bunca yanış neden, yok mu ki dengin?
Gün oldu nehirler gibi alçaklara aktım,
Yalnız geceler aklımı yıldızlara taktım.
Bazen deniz ufkunda batan bir güneş oldum,
Gün geldi sabah öncesi dağlarda şafaktım.
Zehra’yı sordular bana,
Anlatması çok zor, dedim.
Sevdayı sordular bana,
İçimde yanan kor dedim.
Bir periydi kaçtı gitti,
Madem sevmiyordu, istemiyordu,
Neden öyle baktı, güldü, diyorum.
Bir bakışla beni kalbimden vurdu.
Ahımı boşuna aldı, diyorum.
Madem gelmeyecek, sevmeyecekti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!