Ne hasta olalım da, çiçekle gelin bize;
Ne de siz hasta olun, yoklamaya gelelim.
Mutluluk çiçekleri renk katsın evinize,
Müsaadeniz olursa, koklamaya gelelim.
Dostumuz dedik bir kez, bize konuk oldunuz,
Yıldızlar ağlıyor gece ve gündüz,
Denizler, ırmaklar, çaylar gözyaşı.
Yıldızlar ağlıyor, yıldızlar öksüz,
Ağlamaktan mı ne? Gözleri şaşı.
Güneşinden uzak yıldızlar ağlar,
Kör nefse teslim akıl, oyun oynaşta fikir,
Dil kemiksiz, diyorlar; döner de döner.
Çıkar duygusu kaplan, görse nereyi bâkir
Parçalamak aşkıyla dener de dener.
Din dil ucunda sakız, tövbe ki tövbe,
Hıçkıra hıçkıra geceler boyu,
Bebekler ağlıyor kundaklarında.
Emzik emzik çiçeklenen arzuyu,
Duyar diş çıkmamış damaklarında.
Çınlatır her yeri hıçkıran sesi,
Gülümseyen bir genç kız yeryüzü sere serpe;
Gül açar, bülbül şakır narin dudaklarında.
Görenleri büyüler şu duruşun ne körpe,
Nevruz ateşi yanar al al yanaklarında.
Atmış üstünden şimdi kefen örtülerini,
Unutmuşum adını, Müjgan mı neydi?
Önemli de değil ya.
Süt beyaz bir yüzü vardı,
Afet gibi bir şeydi.
Öyle hoşlanırdım ki, düşlerime girerdi.
Dün yine buluttan çıkmadı güneş,
Koşarım güneşe yakarsa yaksın.
Bilirim öldürür beni bu ateş
İstemem yine de beni bıraksın.
Umarım vuslatı, korkmam harından;
Sana şarkı, sana şiir
Sunsam beni dinler misin?
Bülbül olsam gül dalına
Konsam beni dinler misin?
Yârim ol da elden ayır,
Yetimler sevinsin, öksüzler gülsün,
Gönül yapın, hatır sorun, bayramdır.
Bırakın intikam, kin ve nefreti,
Hataları mazur görün, bayramdır.
Cömert sayın öptüğünüz elleri,
Masal dünyâsından bir prensese
Vurulmuşsan acı çekmek hak sana.
Ufkun ötesinden çağıran sese
Bağlanmışsan lâyıktır yanmak sana.
Dökülmüş omzundan ipek saçları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!