Tebessüm bilmeyen diriler varken,
Gülümseyen ölü gördüm dünyada.
Kaderine dağlar taşlar ağlarken,
Mal düşünen deli gördüm dünyada.
Gönül bahçesinde sarhoş gezenler,
Sen yaşama gülen mağrûr bir çiçek,
Ben sana dar gelen çanak olaydım.
Gülüm sen olaydın hep sevilecek
Koruyan dal, saran yaprak olaydım.
Tomurcuk tomurcuk açılan gonca,
Biz nazımdır diye yazdık bu şiirdir dediler
Arkamızdan ne hazindir müteşâir dediler
Öyle mahcupluğumuzdan çoğu kez susmuşken
Yılda bir kerre konuştuk buna teşhir dediler
Nerden çıktı bu siyon
Yapmakta atraksiyon
Benim güzel dilimde
Yapmış asimilasyon
Ebrehe’nin filleri, Allah’ın ebabilleri vardı
Yapışmış Kâbe’nin örtüsüne Abdülmuttalip ağlardı.
Ebrehe, Saddam, Bush... Hangi zalim mutlu olmuş?
Dön bre stratejik ortak evine!
Dön İsâ hakkı için, bu yol eskiden yokuş...
“Ölüm Allah’ın emri” anaları ağlatma.
Ne doyar bakmaya göz her biri eşsiz güzele,
Ne kanar sevgiye gönlüm, ne gelir sevgi dile.
Her çiçek bir güzelin gönlü çelen sembolüdür.
Neylesin sümbülü bülbül, eğer âşıksa güle.
Gitmek mi? Ömrümce düşündüm onu,
Bırakın hastayı sağlar da gider.
Adâlet burada, gitmekse konu:
Rüzgârlarda gider, dağlarda gider.
Gitmek kaderinse gidersin elbet,
Gün sönünce efkâr basar gönlümü
Yıldızlarda izlerini ararım
Boş sayarım sensiz geçen ömrümü
Şafaklarda yüzlerini ararım
Bir bakınca o efsunlu gözlere
Toz pembe ağlıyor, lâcivert mahzûn,
Siyaha gelince gülme sırası.
Sükut şâha kalktı, şarkılar susun!
Güzün çiçek açtı bahtın karası.
Sevinçler yok olsun, acılar gelsin,
Söyleyin güneşe hemen batmasın,
Yıldıza, mehtâba gönül kanmıyor.
Batarsa, doğmayı çok uzatmasın,
Karanlık gönlümde ışık yanmıyor.
Söyleyin buluta çekilsin gitsin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!