Sessiz akan gür nehir, zamanı geldiğinde
Sessizliğini bozup, çağlamayı bilmeli
Hakimi gören sanık, suçunu bildiğinde
Suça rıza gösterip, ağlamayı bilmeli
Pilavı nimet bilse, kaşığını saplayan
Başı eğik vav ız
çek dört elif miktarı sesin uzun met olsun
kısık sesler açılsın susmak bize yakışmaz
önümüze dikili çelik duvar set olsun
zehir zenberek sözler kusmak bize
Basiret
Haksızlığa karşı, cüretin yoksa
Boyun büktüğüne, esaretin var
Aç gözlü yanında, gözlerin toksa
Şükürle geçinen, asaletin var
Nefsim ihtiyar değil gezip tozmak istiyor
Dayanağı kalmadı diz istiyor bastonum
Bol bol kitap okuyup şiir yazmak istiyor
Yeni yeni yazılmış, söz istiyor bastonum
İstiklalle yaşa sen, kıskansın bütün benler
Sen dalgalan başımda, mutluluğum bin olsun
Her doğan yeni bebek, gölgende metin dinler
Hilalim bayramımdır, beş bakışlı gün olsun
Al kırmızı içine sıcak sıcak sar beni
Gölgende üşüyene, şaşıyorum Bayrağım
Ruhsuzların minneti, ruhumuza tak etmiş
Şehitdini unutmuş, geri dönüp çark etmiş
Gönlü razı gelince, cehenne mi hak etmiş
Müslüman kılığında, sakalında iki tel
Ekmeğini yiyerek, kuyu kazar vatana
Milyonların ahıyla, nalet olsun şeytana
Ben
Yaklaşık bir yıl sonra yaşım elli olunca
Camı kalın gözlükle seçebilir miyim ben
Olur ya bir gün gelir başım yelli olunca
Etrafıma tatlı dil saçabilir miyim ben
Heybetin dağ iken, tepe bakandan
Saklama kendini, ben burdayım de
Hayatı ders bilip, küpe takandan
Aklama kendini ben burdayım de
Benim de Uğur'um var
Senin nazarın varsa, benim de Uğur'um var
Mavi dünyam içinde, yanlız başıma kaldım
Çiğerime işledi, buz tutmuş soğuk duvar
Sırtımı yasladığım, yanlız taşıma kaldım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!