Ömür dediğin ne ki
Sevda gemisinde gezerken bizler
Koca dalgalarla savrulduk gittik
Yaşlandıkça ömür,kapanmaz izler
Lüzumsuz servetle, kavrulduk gittik
Süslerim vazomda öyle bakarım
Riyasız yanımda, ömür olursan
Akarsam inanki, kalpten akarım
Dolaşan kanımda, ömür olursan
Onbeşinde evlilik
Yaşı yetmişaltı, evlenmek için
Parayı, altını, öne serdiler
Besleme aldılar tavlanmak için
Daha onbeşinde kalkıp verdiler
Ağaçlar boyun büker, sonbahardır yasımda
Gözlerim dolar birden, sol yanım hüzün bağlar
Her yıl tekrara biner, ayrılık on kasımda
Yüreklerde yeşerir, açmazsa güzün bağlar
Unutmak mümkünmüdür, gözyaşlı muzdaribiz
İhanetin bedeli, görkemli göz boyatmak
Gururun kıt dilinde, keramet mi sayılır?
Emanete ihanet, üstüne söz dayatmak
Güneşten arşın kapmak kerahet mi sayılır?
Terazide tartıldım
Orta halim orta hâl
Kibirlerden kurtuldum
Orta halim orta hâl
Dideyim sesli değil
Yirmidokuz harf var, ben otuzuncu
Ne bir inanç, ne de gaye bıraktın
Sekiz şiir yazdım bu dokuzuncu
Ne bir emek, ne de paye bıraktın
Öyle bir milletiz ki
Gül kokusu bulaşmış, Yesevi dergahından
Ariflerin yoluna, bizden selâmlar olsun
Orhun yazıtlarından, Oğuz karargahından
Atamızın diline, bizden selâmlar olsun
Maruzatım sanadır sessiz kalmış ey! Martı
Göğsümdeki özlemi al götür yare söyle
Yüreğimde son buldu dibe vurdu abartı
Ağzımdan tatlı tatlı dil götür yare söyle
Özümle muhasebe
Nefsani hevesime, it desinler
Asalak yaşantıma, bit desinler
Mideyle savaşıma, fit desinler
Günahla cehenneme, git desinler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!