Buharlaşıp uçmasaydın be canım
Kanım kaynar, yüreğimde dem kaldı
Harfler sessiz, sükut halde, bir yanım
Lafügüzaf, cümle sonu, mim kaldı
Düşlere düşmedim gerçek hayatta
Kurgusuz sözümü alay mı sandın
Tertemiz duygulu çizgisiz hatta
Gezdiğim yerleri dolay mı sandın
Aşk dediğin ne ki tütün sarımı
Zaman erise de inceden ince
Baktığın o gözler, düşe dokunur
Bundan böyle gülüşümüz imece
Sevinç çığlığımız döşe dokunur
Kalp atışımızı, hayıra yorduk
Neye yarar ki
Yüreğim acıdı, demek isterdim
Düzelir mi bilmem, neye yarar ki
Tamir etmek için, emek isterdim
Bir daha mı gülmem, neye yarar ki
Nihavent makamı
Kulaklara dokunan, inceden bir fısıltı
İlkbahar sesi midir, ah o eski şarkılar
Ayyıldızın bölgesinde
Al sizindir nur yüzlüler
Koca çınar gölgesinde
Dal sizindir nur yüzlüler
Oğul
İpimi kaçırdım, zor düğümlendim
Bende ki yarayı, çöz gitsin oğul
Ateşim kırklarda, kor düğümlendim
Harareti söndür, buz gitsin oğul
Karşılıklı iki saat, doyunca
İçerimi döktüm yine olmadı
Kalbi kararmışa yıllar boyunca
Göz yaşımı ektim yine olmadı
Gönlümü gönlüne karsın diyerek
Ölmedim daha yaşıyorum
Şu kısa ömrümüzde, beklentiler olmalı
Nice uzun seneler, hayalim var düşüm var
Geleceğim uğruna, eklentiler olmalı
Daha ölmedim artık, ısıracak dişim var
İkramım en içten, çiçek özümü
Al ki senin olsun, ömrümün hepsi
Yeminle ebede, verdim sözümü
Bil ki senin olsun, ömrümün hepsi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!