Yaralı ankayım ben, zerafetim zay oldu
Sevgiye kanat açmış kuş olsaydım gözünde
Keşkeler çoğalınca marifetim pay oldu
Damağı şenlendiren aş olsaydım gözünde
Güneşe gölge olan, kaş olsaydım gözünde
Sepetimde bütün durur ekmeğim
Senden gayri bölüşecek kim kaldı
Bahar gülü tatlı dilli meleğim
Senden gayri gülüşecek kim kaldı
Baş yastığın yumuşacık kadife
Kına gecesi
Aha burda bir sızı, tatlı, keder yanyana
Gözlerim damla damla, sel olmuş ağlıyorum
Kınalı kekliğim
Yüzde yetmişbeşle sana akarım
Bereketler saçmış karagözlü yar
Güzel temaşayla sana bakarım
Baş üzeri taçmış karagözlü yar
Kir
Dur demiştim sana, beni duymadın
Kulaklarını aç, serinden götür
Bu kaçıncı sözüm, yeni duymadın
Gitmişken kalbimi, yerinden götür
Kırdın sen beni
Kipriğin ucundan yaşların inmiş
İki damla suyla vurdun sen beni
Yüzün benzin solmuş kaşların inmiş
Kötürüm sevdaya kardın sen beni
Kırılmış fayım
Okunu fırlatacak çekilmiş yay gibiyim
Kopmaya müsaitim, artık germeyin beni
Patladı patlayacak kırılmış fay gibiyim
İçimi boşaltacam artık yormayın beni
KIRK YALAN
Tek başına münferit sin’de kalana benzer
Kırkbeş ayak altında ez desen ezilmezki
Beyaz ayran içinde kara yılana benzer
Ekşimiş yoğrut gibi süz desen süzülmezki
Temizlik şart oldu, güzel dünyama
Çöplüğün içinden geçemez olduk
Sıcaklık dert oldu, güzel dünyama
Kış ile yazları seçemez olduk
Toprak kaptan geçtik, boşalttık rafı
Seherin şen vaktinde, yatıyorsun,hayrola
Bırak gafleti bırak, ayıl da huzura gel
Yüzünü gülümsetsin, uzandığın karyola
Vav gibi hakka karşı, eyil de huzura gel
Kabuğundan vedalaş, soyul da huzura gel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!